Online Giresun Platformu
Atalarımızın Zahmeti, Bizim Bedbinliğimiz…

EÄŸridir ve Gelendost’un o mis kokulu elma bahçelerinden sonra Afyon Giresunlular ÅžehitliÄŸini de geride bırakıp tekrar yola koyulduk. Ancak artık sadece coÄŸrafya deÄŸiÅŸtirmiyorduk; zihnimde ve ruhumda çok daha büyük bir deÄŸiÅŸim baÅŸlamıştı.
Barla’da Said Nursi Hazretlerinin çileli hayatını ve Yalvaç’ta bizi yakalayan yaÄŸmur yüzünden geziyi yarıda kesme fikrimizi art arda düşününce, o an içimde bir muhasebe baÅŸladı. Sonra da hemen yanı başımızda yatan 47. Alay Åžehitlerinin hikâyesi…
Bakın, biz sadece bir gece süren yaÄŸmur yüzünden, “Programı kesip Giresun’a dönelim,” diye düşündük. Oysa Hacı Ahmet Asal ve silah arkadaÅŸları, Giresun’dan kalkıp buraya gelene kadar, aylar süren bir yokluÄŸa, soÄŸuÄŸa ve açlığa göğüs gerdiler. Onların yolculuÄŸu, bir istirahat molası arayışı deÄŸil, ölümü göze alarak vatanı kurtarma göreviydi. Onların zahmeti; canlarını o Dede Sivrisi Tepe’ye gömmekti.
O an anladım ki, atalarımızın çektiği o zahmetli ama bir o kadar anlamlı yolculuk, milletimiz ve ülkemiz için paha biçilemez bir değere sahipken; bizler, yani onların torunları, çok az bir zahmet karşısında bile hemen pes eden, hemen şikâyetçi olan bir bedbinliğe (kötümserliğe) düşüyoruz.
Cephede mermi bittiÄŸinde süngüyle hücum eden bir imana sahip atalarımız varken, bizler küçük bir aksilikte bile “olmuyor, yapamıyorum” demeye meyilliyiz. Bu ÅŸehitlik ziyareti, bana büyük bir utançla karışık, büyük bir şükür duygusu yaÅŸattı.
Giresunlu ÅŸehitler ve onlara vefa borcunu ödeyen Hacı Ahmet Asal’ın bize bıraktığı miras, sadece bu toprakların tapusu deÄŸil, aynı zamanda zorluklar karşısında asla pes etmeme ahlakıdır. Onlar bize nasıl yaÅŸanılacağını deÄŸil, nasıl ölüneceÄŸini göstererek, hayatın en büyük dersini vermiÅŸlerdir.
Bu düşünce, gezi programımızın yarım kalmasının, Eğridir’de göle karşı çay içmenin ya da yağmurun hiçbir öneminin olmadığını hissettirdi. Artık biliyordum ki, bu topraklarda karşılaştığım her zorluk, atalarımın çektiği çilenin yanında sadece bir nefeslik meseledir.
O şehitlik, bizim en büyük manevi vitaminimiz oldu.
