Giresun Haberleri

Depremler: Fiziksel Yıkımdan Psikolojik İzlere

Bu yazıyı paylaşın

Son dönemlerde yaşanan depremler, toplumda derin izler bırakmaktadır. Afetler, yalnızca fiziksel yıkımla sınırlı kalmamakta, bireylerin psikolojisini ve toplumsal yapıyı da olumsuz yönde etkilemektedir.

Türkiye’nin bulunduğu coğrafi konum nedeniyle sık sık depremlerle karşı karşıya kaldığı bilinmektedir. Arabistan ve Avrasya levhalarının birbirine baskı yapması sonucunda Anadolu’da yoğun bir enerji biriktiği, bu durumun ise Türkiye’yi büyük depremlerin yaşandığı bir bölge haline getirdiği ifade edilmektedir. 1999 Marmara Depremi ve 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremin, bu gerçeği bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Kahramanmaraş İstiklal Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi’nde Dr. Öğr. Üyesi Kenan Tazefidan tarafından hazırlanan “Deprem Travmasının Birey ve Toplum İlişkisine Etkisi Üzerine Bir İnceleme ” adlı çalışmada yer sarsıntılarının toplum bireyleri üzerindeki psikolojik etkileri incelenmektedir. Deprem travmasının bireyler arasındaki psikolojik ilişkiyi ortaya koymayı amaçlayan bu çalışma, doküman incelemesi yöntemiyle ele alınmaktadır.

 

Depremler insanlar üzerinde derin izler bırakır

Kahramanmaraş İstiklal Üniversitesi Psikoloji Dergisi’nde yayınlanan çalışmaya göre depremler, kısa sürede gerçekleşiyor olmasına rağmen birey ve toplum üzerinde uzun yıllar süren derin etkiler bırakmaktadır. Fiziksel yıkımın yanı sıra, bireylerde olayın tekrarlanma korkusu, ruh hali değişiklikleri, tedirginlik, konsantrasyon problemleri ve suçluluk gibi psikolojik belirtiler görülmektedir. Ayrıca, bu süreçte bireylerde travma sonrası stres bozukluğu, depresyon gibi psikolojik sorunlar görülürken, toplumsal yapıda çözülmeler ve sosyal ilişkilerde değişimler yaşanmaktadır.

Deprem gerçeğiyle yüzleşilmesi gerekir

Dr. Öğr. Üyesi Kenan Tazefidan’ın araştırmasına göre, ülke olarak deprem gerçeğiyle yüzleşilmesi ve yaşanan afetlerden ders çıkarılması gerekmektedir. Depremlerin psikolojik, sosyolojik ve ekonomik etkileri dikkate alınarak güçlü bir denetim mekanizması oluşturulması ve yerel yönetimlerin duyarlılığının artırılması, bu afetlerle etkin mücadelede kritik bir rol oynamaktadır. İnsanın doğayla bir bütün olduğu ve toplum bireylerinin daha bilinçli hareket ederek sorumluluklarını yerine getirmesinin zorunlu olduğu belirtilmektedir.

Tazefidan, gerekli tedbirlerin alınmaması durumunda her depremin yaratacağı hasarın daha büyük olacağına dikkat çekmektedir. Gelecekte yaşanabilecek depremler sonrasında hızlı ve etkili çözümler üretebilmek için toplum bireylerinin depreme hazırlık düzeylerinin artırılması ve farkındalık çalışmalarına ağırlık verilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremi sonrasında, toplumda depremin nedenleri ve sonuçlarının daha kapsamlı şekilde ele alınmaya başlandığı ifade edilmektedir. (Bilimin Kamusal İletişimi (bil-ki) TÜBİTAK 1001, proje no: 123K063)

Muhabir: Ecem Kaldırım

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz. Anladım