Giresun Haberleri

Destanların Dansı: Harşit Vadisi’nin Sessiz Çığlığı*

Bu yazıyı paylaşın

Harşit Vadisi, Karadeniz’in kalbinde yer alan; doğası ve kültürüyle yaşayan bir destandır. Bu vadi, yalnızca bir coğrafya değil; toprağıyla, suyuyla, dağlarıyla ve insanıyla kuşaktan kuşağa aktarılan sözlü kültürün, hikâyelerin ve türkülerinin kaynağıdır. Ancak bu doğal ve kültürel miras, Alagöz Madencilik tarafından yürütülen vahşi madencilik faaliyetleriyle her geçen gün biraz daha aşınmakta, geri dönülmesi zor bir yıkıma sürüklenmektedir.

Vadinin eşsiz coğrafyası yalnızca çevresel bir kayıp yaşamıyor; aynı zamanda derin bir kültürel sarsıntıyla da karşı karşıya. Çünkü doğaya açılan her yara, kültürün hafızasına da açılıyor. Suyun sesi kısıldığında türküler eksiliyor; patikalar bozulduğunda hikâyeler yolunu şaşırıyor.

Dahası, “kültür-sanat” adı altında “Destanların Dansı” ismiyle düzenlenen etkinlikler, bu yıkımı görünmez kılmanın bir perdesine dönüşme riski taşıyor. “Alagöz Kültür Sanat” etiketiyle sahnelenen bu gösteriler; doğayı tahrip eden bir anlayışın, sanat yoluyla kendini aklama çabası olarak algılanıyor. Oysa sanat, gerçeğin üzerini örten bir kadife değil; gerçeği açığa çıkaran bir ışıktır.

Sanat; doğanın, halkın ve kültürün sesi olmalıdır. Onları susturanların vitrini değil. Doğaya zarar veren faaliyetlerin gölgesinde yapılan kültürel etkinlikler, tahribatı meşrulaştıran bir “normalleştirme” aracına dönüşmemelidir. Gerçek sanat; doğaya sahip çıkan, kültürü yaşatan ve sesi bastırılanların yanında durandır.

Harşit Vadisi’nin sesi kısılamaz.

Çünkü o, toprağın, suyun ve halkın birlikte yazdığı bir destandır.

Bu destan sahnede değil; derede, yamaçta, rüzgârda ve insanların hafızasında yaşamaya devam edecek.

*Aynur Arslan Çevre Gönüllüsü Aktivist

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz. Anladım