Online Giresun Platformu
Giresunlular, bölgedeki madencilik faaliyetlerinin doğa, su ve yaşam alanları üzerindeki yıkıcı etkilerine karşı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı önünde bir araya geldi. “Suyumuzu, toprağımızı, fındığımızı, çayımızı, geleceğimizi kurtarmak için buradayız!” diyen vatandaşlar, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun onaylanmamasını ve köylerinde arıtma tesisi istemediklerini vurguladı.
Giresun’un Doğankent, Tirebolu, Görele ve Dereli ilçelerinde 23 Haziran’da işletmeye açılması planlanan maden sahaları, Giresunluları isyan ettirdi. Ankara’ya gelerek seslerini duyurmaya çalışan bölge halkı, yaşam alanlarının madencilik tehdidi altında olduğunu belirtti.
Tirebolu Dernekler Federasyonu Başkanı Necdet Demirel, yaptığı açıklamada Giresun’un eşsiz doğası, tarihi ve içme suyu kaynaklarıyla Karadeniz’in en değerli bölgelerinden biri olduğunu ancak son yıllarda artan madencilik faaliyetleri nedeniyle ciddi bir çevre felaketiyle karşı karşıya kaldığını ifade etti. Özellikle 2021 yılında Cantürk Alagöz’e ait Alagöz Madencilik Şirketi’nin başlattığı çalışmaların bölge halkı için adeta bir kâbusa dönüştüğünü vurguladı.
“Derelerde Canlı Kalmadı, Fındık ve Çay Tehlikede”
Demirel, madencilik faaliyetlerinin içme suyunu, yaylaları, doğayı ve gelecek umudunu yok ettiğini söyledi. Ağır iş makinelerinin köy yollarını tahrip ettiğini, heyelanlara neden olduğunu ve köy yollarının aylarca ulaşıma kapandığını belirtti. Ayrıca maden kamyonlarının ölümlü kazalara yol açtığına dikkat çekti. Necdet Demirel, maden faaliyetleri yüzünden temiz içme suyu kaynaklarının tehdit altında olduğunu, şelalelerin, ormanların, derelerin ve ekosistemin büyük zarar gördüğünü, hatta dere yataklarında balık ve canlı yaşamının kalmadığını dile getirdi. Bölgenin coğrafi işaretli Giresun kalite fındık ve çay üretiminin de bu tahribattan büyük zarar göreceği uyarısında bulundu.
Demirel, yerel yönetimlerin ve dönemin Giresun Valiliği’nin halkın şikâyetlerini yeterince dikkate almadığını da ekledi. Taleplerinin net olduğunu belirterek, maden ruhsatlarının yeniden değerlendirilmesi, tahrip edilen alanların rehabilitasyonu, temiz içme suyu kaynaklarının korunması ve Harşit Tabiat Parkı’nın yeniden doğa turizmine kazandırılması gerektiğini ifade etti. Demirel, Harşit Vadisi ve çevresinin kaderinin birkaç şirketin kar hırsına teslim edilemeyeceğini vurgulayarak, “Yaşam alanlarımızı, suyumuzu, toprağımızı, tarihimizi, fındığımızı, çayımızı ve geleceğimizi kurtarmak için buradayız!” dedi.
“Cennetimiz Cehenneme Döndü, Zehir Soluyoruz”
Giresun’dan Ankara’ya gelen vatandaşlar da yaşadıkları sorunları açıklıkla dile getirdi. Kader Güvendi, “Cennet gibi bir yerde yaşıyorduk. Ama maalesef ki 4-5 senedir bu maden yüzünden bizim cennetimizi cehenneme çevirdiler. Derelerimiz çamur akıyor. Fındık üreticisiyiz, artık ürettiğimiz fındıklardan bile şüphelenmeye başladık” diyerek isyan etti. Güvendi, bugün gerçekleşecek İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısında alınacak ÇED raporu kararının hayatlarına mal olacağını belirtti ve dört yıldır şikâyetlerinin duyulmadığını, denetimlerden önce haber verildiği için maden sularının aniden temiz akmaya başladığını iddia etti.
Esma Aydın da dört beş yıldır aynı sorunları yaşadıklarını, suları içemediklerini, dere kenarından yayılan kokudan evlerinden çıkamadıklarını ve hayvanlarının su içemediğini dile getirdi. Emine Güvendi ise 76 yaşında olmasına rağmen çocuklarının ve geleceğinin hatırına uzun yoldan geldiğini belirterek, “Arıtmayı istemiyoruz. Köyümüzü toza dumana katıyorlar. Her şeyimiz mahvoluyor. Derelerimiz çamur akıyor. Biz zehir yiyoruz, zehir yutuyoruz hep. Maden istemiyoruz. Eğer bu işe yaramazsa yola yatacağız, bunu bilsinler” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Hanife Güvendi de “Şu anda memleketimizde yaşanacak bir durum yok. Suyumuz yok. Çarşıdan su alıp içiyoruz. Kamyon dumanlarından bıktık” diyerek ÇED kararını onaylamadıklarını ve köylerinde arıtma tesisi istemediklerini vurguladı. Vatandaşlar, basın açıklamasının ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndaki İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu toplantısına katıldı.