Giresun Haberleri

Karadeniz’den İç Anadolu’ya Bir Yolculuk Hikâyesi…

Bu yazıyı paylaşın

Tirebolu‘nun fındık kokulu sabahında baÅŸlayan bu yolculuk, sadece kilometreleri deÄŸil, Türkiye’nin coÄŸrafi ruhunu da aÅŸan bir serüvendi. Karadeniz’in sarp ve yeÅŸil yamaçlarından, derelerin sesiyle yankılanan Dereli‘den geçerek, daÄŸların arasına gizlenmiÅŸ tarihi karakol Åžebinkarahisar‘a ulaÅŸtık.

Bu nokta, bir geçitti. Åžebinkarahisar’dan sonra virajlar azaldı ve yol bizi Sivas’ın kapısı SuÅŸehri‘ne taşıdı. Artık Karadeniz’in nemli havası yerini İç Anadolu’nun engin, kuru bozkırlarına bırakmıştı. Yolun verdiÄŸi yorgunluk, Zara ilçesinde verdiÄŸimiz bir mola ile kutsandı. Burada, Åžehitler Camii‘nde eda edilen öğle namazı, sadece bedeni deÄŸil, ruhu da dinlendiren manevi bir nefes oldu. Bu huzurla birlikte, Selçuklu’nun mirası Sivas‘a doÄŸru ilerledik.

Sivas’tan ayrılırken, tabelada gördüğümüz Åžarkışla tabelası bizi epey gerilere götürdü. Aşık Veysel ve Åžehit Muhsin YazıcıoÄŸlu bu ilçedendi. Araçta bulunan arkadaÅŸlar kendi daÄŸarcığından bir ÅŸeyler söyledi ama benim aklım 2009 yerel seçimlerine kadar gitti. Seçimler için artık her parti son kozlarını oynuyordu. SoÄŸuk bir Mart gününde kara haber tez ulaÅŸtı. Muhsin YazıcıoÄŸlu’nun seçim gezisi yaptığı helikopter Maraş’ın bir ilçesinden diÄŸerine uçarken düşmüş ve yolculardan haber alınamıyordu. Esasında İHA Muhabiri İsmail GüneÅŸ kazadan saÄŸ kurtulmuÅŸ ve sesini duyurmuÅŸtu. Ancak bazı güçler bu sesi duymadı duyurmadılar ve helikopterdekileri ölüme mahkûm ettiler. Sonunda ÅŸehid olduÄŸu duyuruldu. Bütün yurtta seçim çalışmaları bıçak gibi kesildi. Hiçbir parti ve aday sesli sistem kullanmadan seçim çalışmalarını sürdürdü. Madem buradan geçiyorduk öyleyse yaÅŸadığı yere bir selam vermeden geçemezdik.

Yol olabildiğine uzarken küçük bir tabela gözümüze ilişiverdi Muhsin Yazıcıoğlu Evine 3 km vardı. Hemen dikkatlice yoldan çıkıp tabelayı takip ediyorduk. Kısmen düzgün olan asfaltı geçip tozlu bir yoldan köyün içine dalıverdik. Tabelaları takip ederek eve kadar vardık. Bir kafile gelmiş evi ziyaret ediyordu, biz de onlara eşlik edip, şehidimize dualar ettik. Ben duvarda asılı bulunan Üşüdüm şiirini okumaya çalıştım.

Yolcu yolunda gerekti ve yol bizi Erciyes’in silüetinin belirmeye baÅŸladığı Pınarbaşı‘na taşıdı. Ancak yolculuÄŸun asıl sürprizi Kayseri‘ye giriÅŸte yaÅŸandı. Çevre yolunun rahatlığını beklerken, Kayserililer bizi ÅŸehir merkezinin trafiÄŸine buyur etti. Bu beklenmedik “ÅŸehir içi turu”nda, trafiÄŸin karmaÅŸasına raÄŸmen, Erciyes’in heybeti ve kadim ÅŸehrin dinamik ritmi kısa bir anlığına da olsa gözümüze çarptı.

Bu yorucu ama zengin Kayseri deneyiminin ardından, yol bizi son durağımız olan NiÄŸde‘ye yönlendirdi. Gün batımına doÄŸru ulaÅŸtığımız NiÄŸde, bizi en çok ÅŸaşırtandı. Tarih ile geleceÄŸi kusursuzca harmanlamış, nostaljik deÄŸerlerini korurken modern dokunuÅŸlarla yeni bir harmoni oluÅŸturmuÅŸ bir ÅŸehirle karşılaÅŸtık. Alaaddin Camii gibi tarihi eserlerin modern caddelerle yan yana duruÅŸu, bize bu uzun yolculuÄŸun en güzel felsefi sonucunu sundu: Giresun’un zorlu yollarından geçerek ulaÅŸtığımız huzur, NiÄŸde’nin denge ve uyum dolu kucaklamasında zirveye çıktı.

Bu yolculuk, Karadeniz’in hırçın doÄŸasıyla İç Anadolu’nun dinginliÄŸini, maneviyatla ÅŸehir yaÅŸamının sürprizlerini birleÅŸtiren unutulmaz bir destan ile baÅŸladı.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz. Anladım