Online Giresun Platformu
Kardeşlikten Kan Davasına Futbol…

İnsanlığın ortak dili, dostluğun köprüsü, emeğin terle buluştuğu sahne. Bir zamanlar, çocukların toprak sahada yalın ayak koşması, bir bisikletlinin rüzgârı yararak ilerlemesi, bir yüzücünün suya bıraktığı izdi. Bugün ise tribünlerden yükselen ses, kardeşlik marşları değil; öfke, nefret ve büyük paranın yankısı.
Kirli Bir Endüstri
Futbol artık sadece futbol değil; yıllık milyarlarca dolarlık bir piyasa. Sadece yasadışı bahislerin tahmini hacmi 340 milyar ile 1,7 trilyon dolar arasında. Online bahis gelirleri 2024’te 45,9 milyar dolar seviyesinde ve kullanıcı sayısının 2029’a kadar 180 milyon kişiye ulaşması bekleniyor. Bu rakamlar, sahadaki mücadelenin çok ötesinde görünmez bir ticaretin döndüğünü gösteriyor.
Skorlar Masada Belirleniyor
2009’da patlayan Avrupa’daki büyük şike skandalında, 9 ülkede 200’den fazla maçın sonuçları manipüle edildi. “Operation VETO” operasyonunda, 380 maçta şike yapıldığı, 425 kişinin bu zincirin parçası olduğu ortaya çıktı. Bundesliga’dan alt liglere, U19 karşılaşmalarına kadar uzanan bu kirli ağ, futbolun özünü kemiren bir hastalık gibi yayıldı.
Bir Zamanlar Tribünde Kardeşlik Vardı
Tarihin tozlu sayfalarına bakınca, bugünkü tablo daha da hüzün verici oluyor. 1960’larda Galatasaray’ın efsane kaptanı Metin Oktay ile Fenerbahçe’nin efsane kaptanı Can Bartu, bir derbi sonrası formalarını değiştirip gülümseyerek tribünleri selamladılar. O kare, bir dönemin kardeşlik ruhunun simgesiydi. Tribünler rakip takım kaptanını alkışlayacak kadar olgundu. Bugün ise aynı sahnede alkış değil, yuhalama; gülümseme değil, yumruklar var.
Renkler Kardeşlikten Düşmanlığa
Münih Üniversitesi’nin araştırmasına göre, maç günlerinde şiddet olayları %17 artıyor; büyük derbilerde bu oran %63’e kadar çıkıyor. ABD’de yapılan çalışmalarda ise, yerel takım beklenmedik bir yenilgi aldığında, aile içi şiddet oranı yaklaşık %10 artıyor. Yani tribünde kaynayan öfke, evin içine bile taşabiliyor.
Türkiye’de bu öfkenin en acı sahneleri, 1967 Kayseri Atatürk Stadı faciasında yaşandı: 40 can gitti, 600 kişi yaralandı. 2013’te bir derbi sonrası genç bir taraftar bıçaklanarak hayatını kaybetti. Bir renk uğruna, bir skor uğruna…
Peki, Ya Ruh?
Roma’daki arenalar halkı oyalamak içindi. Franco’nun “insanları meşgul etmek için stadyumlar yeter” sözü, bugünkü tablo yanında masum bile kalıyor. Oyun artık oyundan çıktı; para, hırs ve nefretin gölgesinde kayboldu.
Sormak zorundayız: Tribünde bağırırken, sosyal medyada küfrederken, bahis kuponuna umut bağlarken; biz oyunun parçası mıyız, yoksa oyunun satılmış piyonları mı?
Belki bir gün tribünlerden yükselen tek ses, yine kardeşlik şarkısı olur. Ama o güne kadar, sessiz kalan herkes bu oyunun kirli kurallarını kabul eden sayılacak.
Bir Karede Kardeşlik
1960’ların unutulmaz derbilerinden birinde, Galatasaray kaptanı Metin Oktay ve Fenerbahçe kaptanı Can Bartu, 90 dakikanın sonunda formalarını değiştirip tribünlere gülümsediler. O an, ezeli rekabetin ebedi dostlukla nasıl harmanlanabileceğinin simgesiydi. Tribünler, rakip kaptanı alkışlayacak kadar büyüktü. Bugün o kareye bakınca, futbolun kaybolan ruhunu ve geri kazanma ihtiyacını daha derinden hissediyoruz. Futbolun her kademesinde top koşturan biri olarak sormadan edemiyorum, sizin derdiniz ne? Dünya yanıyor kör müsünüz?

Skorlar Masada Belirleniyor