Online Giresun Platformu
Şenyürek; “Alagöz Madencilik Doğankent’te Doğayı Katlediyor”
CHP İl Başkanı Şenyürek "Vahşi madenciliğe karşı topyekûn birlik olmalıyız" çağrısı yaptı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Giresun İl Başkanı Dr. Gökhan Şenyürek, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Giresun’un doğasını ve yaşam kaynaklarını tehdit eden vahşi madencilik uygulamalarına dikkat çekerek, tüm yurttaşlara Doğankent ve çevre ilçeleri tehdit eden vahşi madencilik riskine karşı 1 Aralık’ta askıya çıkan yeni ÇED raporuna 10 Aralık’a kadar itiraz çağrısında bulundu.
“CHP’nin Yeni Madencilik Vizyonu, Talana Değil Kamu Yararına Dayalıdır”
CHP’nin yeni parti programında yer alan madencilik politikalarının temel ilkelerine de vurgu yapan Şenyürek, madencilik faaliyetlerinin gelecek kuşakların haklarını gözeten, sürdürülebilir ve kamucu bir anlayışla yürütülmesi gerektiğinin altını çizdi:
“Cumhuriyet Halk Partisi olarak madenciliği; planlı üretim, ekolojik denge, kamu yararı, emek güvenliği ve bilimsel denetim esaslarıyla yürütülmesi gereken bir kamu faaliyeti olarak görüyoruz. Stratejik madenlerin işletilmesi kamu eliyle yapılacak; sınırsız, denetimsiz ve ekosistemi yok eden büyüme modelleri terk edilecektir.”
“Doğankent ve Çevresi Vahşi Madenciliğin Hedefi Haline Getirilmiştir”
Şenyürek, Alagöz Maden şirketinin Doğankent ve çevresinde yıllardır yürüttüğü faaliyetlerin bölgeyi ağır bir ekolojik yıkıma sürüklediğine dikkat çekerek, “Alagöz Maden’in bugüne kadarki uygulamaları, ormanlarımızı, su kaynaklarımızı, fındık bahçelerimizi ve canlı yaşamını ciddi biçimde tehdit etmiştir. Buna rağmen şirket için 1 Aralık itibarıyla çok daha geniş bir alanda madencilik yapılmasına imkân tanıyan yeni ÇED raporu askıya çıkarılmıştır. Bu yeni ÇED planının hayata geçmesi halinde şirketin geçmiş uygulamaları dikkate alındığında bölgenin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı ortadadır” ifadelerini kullandı.
“Her Yurttaş 10 Aralık’a Kadar İtiraz Hakkını Kullanabilir”
Şenyürek, Doğankent ve çevre ilçeleri ilgilendiren yeni ÇED raporuna itiraz sürecinin önemine dikkat çekerek vatandaşlara çağrıda bulundu: “Giresun’un geleceği birkaç yandaş şirketin kar hırsına teslim edilemez. Tüm duyarlı yurttaşlarımız, en geç 10 Aralık tarihine kadar Giresun Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne itirazlarını ileterek hukuki haklarını kullanmalıdır.”
“Giresun’un Tamamı Maden Ruhsatlarıyla Kuşatılmış Durumda”
Açıklamada yalnızca Doğankent’in değil, Çanakçı, Görele, Espiye, Tirebolu, Dereli ve Bulancak ilçelerinin de benzer tehdit altında olduğuna dikkat çekildi.
“Bugün Giresun’un çok büyük bir bölümü maden ruhsatlarıyla adeta kuşatılmıştır. Bu ilçelerimizde başlayan sondaj çalışmaları ne yazık ki yeterli denetimden uzaktır. Bu durum hem doğamızı hem tarımımızı hem de bölge insanının sağlığını riske atmaktadır. Tüm bunlar toplumsal maliyeti yüksek, geri dönüşü mümkün olmayan bir tahribata yol açacaktır.”
“Vizyonumuz Nettir: Doğayı Koruyan, Kamu Yararını Esas Alan, Sürdürülebilir Madencilik”
Şenyürek, açıklamasında CHP’nin madencilik vizyonunun altını şu sözlerle çizdi:
- Madenlerin yönetimi kamu yararı ve bilimsel planlama esaslı olacaktır.
- Stratejik madenler kamu eliyle işletilecektir.
- Ekosistemi ve tarım alanlarını yok eden uygulamalara izin verilmeyecektir.
- ÇED süreçleri tavizsiz ve şeffaf biçimde uygulanacaktır.
- İşçi sağlığı ve iş güvenliği en yüksek standartlarda korunacaktır.
- Madencilik faaliyetleri ekolojik kapasitenin sınırlarını aşmayacaktır.
“Giresun’un dağları, dereleri ve ormanları satılık değildir”
Şenyürek, açıklamasının sonunda Giresun halkına şu çağrıyı yaptı: “Giresun’un dağları, dereleri, ormanları ve temiz su kaynakları hiçbir şirketin insafına bırakılamaz. Doğankent’ten Çanakçı’ya, Tirebolu’dan Dereli’ye kadar tüm bölgemiz tehdit altındadır. Giresun’un geleceği için hep birlikte ses çıkarmak, itiraz etmek ve toprağımıza sahip çıkmak zorundayız.
Bu vesileyle, yer altının karanlığında alın teri döken tüm maden emekçilerimizin 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nü saygıyla kutluyor; yaşam haklarının, güvenliklerinin ve emeklerinin her koşulda korunması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz.”
