Online Giresun Platformu
15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden altı sene geçti. Milletimiz 15 Temmuz 2016 gecesi namlulara göğsünü siper etti, tankların önüne gövdesini koydu, “251 şehid” verdi ama asla vatanını hainlere teslim etmedi. O gece millete ölüm yağdıranlar öyle “Yunan” falan değil. Bu ülkenin ekmeğini yiyen şanlı ordumuzun üniformasını giyen ama namluyu millete doğrultan, kendini ülkesine değil örgüte adayan sözde TSK mensubu kişiler. Kırk yıldır bekledikleri an idi 15 Temmuz. Devletin kılcallarına kadar sızmışlardı. Her yerdeydiler. Her kılığa girebiliyorlardı. Takiyye iman esaslarıydı. Dava(!) uğruna hedefe ulaşmada her yol mübahtı. Yeter ki dava(!) zarar görmesindi.
Bu hainlerin bir halka bakan yüzü vardı bir de iç yüzleri vardı. 15 Temmuz’a kadar vitrindekileri görüyordu halk. “Altın nesil” vardı vitrinde. Bunlar o kadar şefkat dolu insanlardı(!) ki bir karıncayı bile incitmezlerdi. Lâkin gördük ki iş bu “altın nesil” millettin meclisini bombaladı. Ölüm yağdırdı F 16’lardan. 251 vatan evladı o gece şehadet şerbeti içti.2196 gazimiz sakat kaldı. Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde bu sefer millet darbeye geçit vermedi. 90 bin camimizden yükselen “salâlar” ve “tekbirlerle” hainlerin hain planı suya düştü.
Planları o gece suya düşse de asla ama asla vaz geçmiş değiller. Hapiste olan da dışarda olan da asla pişman değil. “Bir gün geri geleceğiz” modundalar. Öyle hainler ki kendileri mazlum(!) devlet zalim. Vefat eden babasının defninde mezar başında dua ederken dahi kendi mensuplarına “dünyanın dört bir tarafındaki kırık kalpler” diyerek selam çakan bir yapı var karşımızda. Hiçbir FETÖ’cü darbeyi konuşmuyor ve sahiplenmiyor. Konuşanlar da darbenin bizimle alakası yok diyor. “Kontrollü darbe” söyleminin de patenti bunlara ait. Darbeye “tiyatro” diyerek itibarsızlaştırma ve sulandırma taktiği de bunların eseri.
Darbe girişiminin üzerinden altı sene geçti. Çoğumuz tamam bunlar bir daha asla ayağa kalkamaz diyoruz ama o kadar da saf olmamak lazım. Bakınız adamlar yurt dışında güya dost ve müttefik ülkelerde elini kolunu sallayarak geziyor hatta ödüller bile alıyorlar. Avrupa’da moda oldu artık. Kim Türkiye aleyhine faaliyette olursa madalya takılıyor, demokrasi ve özgürlük kahramanı ilan ediliyor. Yurt içinde ise biraz daha sessiz ve sinsice faaliyetlere devam ediyorlar. Ara sıra başlarını çıkarıp açık etseler de bu böyle. Mesela bir toplumsal olay oluyor, bir eşeliyorsun altından FETÖ çıkıyor. Adamların kuyruk acıları var tabi. Diğer taraftan bu yapı öyle sinsi ve organize çalışıyor ki bir bakıyorsun filan dernekte yapılanmışlar, bir bakıyorsun falan medya kuruluşunda veya filan siyasi teşekküllerde yuvalanmaya başlamışlar. Hulasa asla pes etmediler. Asla rahat durmuyorlar, faaliyetlerine devam ediyorlar.
Gelinen noktada bu ve diğer bölücü ve yıkıcı örgütlerin bu topraklarda asla neşvünema bulmaması için 15 Temmuz gecesindeki o ruhun, o bilincin diri tutulması lazım. Yine 7 Ağustos 2016 Yeni Kapıdaki o ruh devam etmeli. Örgütün kara propagandasına karşı dikkatli olmak lazım. Sosyal medya üzerinden acayip kara propaganda ve dezenformasyonda bulunuyorlar. Bu konuda devletimizin ilgili birimleri her daim teyakkuzda olmalı, bunlara asla müsaade etmemeli.
Son olarak şunu belirtelim. Bugün mağduriyet sakızı çiğneyenlere “251 şehidi” hatırlatın.”2196 gazimizi” hatırlatın Bir kez olsun şehit ve gazilerimizin yanında olmalarını haykırın yüzlerine.
15 Temmuz’un 6. Sene-i devriyesinde selam olsun 251 şehidimize, selam olsun 2196 gazimize, selam olsun vatanımızı hainlere çiğnetmeyen kahraman Mehmetçiğimize ve güvenlik güçlerimize. Yine selam olsun darbeci generali alnından vurduktan sonra hainlerce şehit edilen ve bedeninden tam 30 kurşun çıkarılan Ömer Halisdemir’e, selam olsun üzerinden iki tank geçen ve bir kolunu kaybeden kahraman gazimiz Sabri Ünal’a, selam olsun tankın önüne yatan Metin Doğan’a, selam olsun boğaz köprüsünde namluların üzerine yürüyen cesur kadın Safiye Bayat bacımıza. Selam olsun Kazan’ı “Kahramankazan” yapan Kazanlılara. Ve selam olsun bu vatanı canı gibi sevenlere.