Giresun Haberleri

Bir Din Âlimi Olarak Hamza Yazıcı Hoca*

Bu yazıyı paylaşın

Bu memleketten bir Hamza Yazıcı Hoca gelip geçti. Memleketin dini açıdan aydınlanmasında karşılıksız olarak büyük emek ve çaba sarf eden hocamız kendisini ilme adamıştı adeta. Öncesinde ilme adanan bir ömür olarak tabir ettiğimiz Hasbi Yazıcı Hocamız bu bağlamda toplumun aydınlatılmasında aktif rol oynadığı için vefatının üzerinden hayli vakit geçmesine rağmen yaptığı çalışmalar, verdiği vaazlarla hala dilden dile dolaşmaktadır. Hamza Yazıcı Hocamız da bu açıdan değerlendirildiğinde çok önemli görevler üstlenmiş ve milletin hafızalarında derin izler bırakmıştır. Ayrıca kanaat önderi olarak da görülmüştür.

Hocamız 1947’de Süttaşı’nda dünyaya geldi. Ancak nüfus hüviyetinde doğum yılı iki yaş küçük yani 1949 olarak kayıtlara geçti. Onun dine olan merakı küçük yaştan geliyordu. Ailesinde temel dini bilgileri ve İslami usulleri aldı. İlkokuldan mezun olduktan bir süre sonra gençlik yıllarında İstanbul’un yolunu tuttu. Esasında onun İstanbul’a gidişi Cafer abisinden hemen sonra oldu. Cafer abisi ilim tahsil etmek için İstanbul’a gitmiş, bir süre sonra bir gün tren garında beklerken beton üzerinde uyuyakalmış ve ne olduysa bundan sonra hayata veda etmişti. Hamza Hoca, abisinin yarım kalan tahsilinin üzüntüsünden dolayı ailesi tarafından İstanbul’a gönderilmişti. İstanbul’da yedi yıl gibi bir süre medrese eğitimi almış, Arapçayı adeta yutmuştu. Arapçasını geliştirdikten sonra icazetini de alarak memleketine geri döndü. Ayrıca Tirebolu Boynuyoğun Köyünde Mustafa Karakoç Hocadan ilmihal ve kıraat dersleri aldı. Genç yaşta sakal bırakarak hocalık yapmaya başladı. O artık Hasbi Hocanın yanında bölgede Hamza Hoca olarak tanınmaya başladı.

Zaman zaman mekteplerde yaz Kur’an Kurslarında dersler verdi; talimler yaptırdı. Hafızlık çalışmalarıyla talebeler yetiştirmeye çalıştı. Deregözü Camiinin yerinde bulunan küçük mescitte yıllarca vaaz etti. Namaz kıldırdı. Mescidin yıkılmasından sonra yeni yapılan caminin inşaatında büyük emekler sarf etti. İmam olmadığı dönemlerde namaz kıldırdı. Teravih ve Cuma namazlarında aksamayı engelledi. Kürsüden çok etkili vaazlar yaptı. Vaazlarında meal kullanmadı, Arapçayı kendisi tercüme etti.

Gençlik yıllarında futbola çok düşkündü. Yıllarca top oynadı. Tepealan Yaylasında yaptığı maçlar halen milletin dilindedir. Futbolu bıraktı ama futbola olan merakı hiç bitmedi. Koyu bir Beşiktaş taraftarı idi. Beşiktaş yenince mutluluktan uçar, yenilince sessizliğini korur, arada biraz da kızardı.

Onun vaazlarında en çok dikkat çeken husus özellikle gençlere yönelik nasihatlerdi. Gençlerin kötü yollara sapmalarını istemiyordu. Genç yaşta başlanılan ibadetin ne kadar efdal olduğunu haykırıyordu kürsüden. Bu dünyanın gelip geçici olduğunu, ebedi âlem olan ahiret hayatının kurtarılması gerektiğini devamlı vurguluyordu. Kızıyordu bazen dünyevi hayata fazlaca dalanlara ve tapanlara. Anlattığı hikâyeler, vaazlar birçok insanın hayatını şekillendirdi. Onların hayatının birer parçası haline geldi. Cemaatle namaz kılmanın ne derece önemli olduğunu devamlı söylerdi. Namaz kıldırırken insanların dayanma gücünü çok iyi bildiğinden mümkünse cemaati yormayacak şekilde surelerin okunmasına çok dikkat ederdi. Camiden çıkıp çay ocağında çay içmeden evine gitmezdi. Zaten kendisi çay tiryakisiydi ve “çaydan kimseye zarar gelmez bol bol için” derdi. Orada bile sohbetlerinin konusu din ve dini hayattı. Kur’an’dan, Peygamber Efendimiz sav.’ den, sünnet ve hadislerden, sahabenin ve evliyaların hayatından bahseder, meselelere ışık tutardı.

Hamza Hoca dini hayatının yanında sosyal meselelerde de insanlara öncülük etti. Yapılacak hayır, hasenat işlerinde onlara yön verdi. Kuran ziyafetlerinde, mevlitlerde, Yasin ve Tebareke okunan yerlerde hep o vardı. Yaptığı etkili dualarla da tanındı. Birçok kişinin imam nikâhını o kıydı. Yaptığı işlerde hiçbir zaman karşılık beklemedi.

Tarla, bağ, bahçe işleriyle uğraştı. Alın terini toprak ile yoğurdu. Fındık ziraatı dışında herhangi bir geliri olmayıp olanla yetindi; maaş vb. yoktu.

İnsanın bir imtihan gayesi ile dünyaya geçici olarak geldiğini ve bir süre sonra ebedi hayata döndürüleceğini söyleyen hocamız 74 yaşının içinde iken nükseden rahatsızlığı nedeniyle Espiye Devlet Hastanesinde vefat ederek ebedi hayata irtihal eyledi. O inşallah ebedi hayatını kurtardı. Allah rahmetiyle muamele eylesin inşallah. Bizleri de ebedi hayatını kurtaranlardan eylesin…

*Adnan Yazıcı / Eğitimci Yazar  adnan_yaz@hotmail.com

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz. Anladım