Giresun Haberleri

Derelerin, Tabiatın Manifestosunu Duyun Artık

Bu yazıyı paylaşın

Bir zamanlar derenin kollarında yüzlerce göl vardı. Her köyün, her obanın bir gölü olurdu. Çocukların serinlediği, kadınların çamaşır yıkadığı, balıkların çoğaldığı, değirmenlerin suyunu aldığı… Şimdi soruyoruz: Nerede o göller? Nerede o balıklar? Nerede o değirmenler?

Bugün Çanakçı Deresi can çekişiyor. Suyunu içtiğimiz, kıyısında yürüdüğümüz, türkülerimizi söylediğimiz dere artık bize değil; yabancı sermayeye ipotek edilmiş durumda. Kırk dokuz yıl boyunca bu suyun kaderi başkalarının elinde. Bizim çocuklarımız, torunlarımız ne içecek?

HES’ler, taş ocakları, madenler… Yalnızca suyun debisini değil, toplumun belleğini de kurutuyor. Vadide bir zamanlar hayat bulan göllerin isimlerini bile yakında kimse hatırlamayacak. Bize bırakılan sadece toz, gürültü ve kirlilik olacak.

Bir zamanlar derelerin şarkısını değirmen taşları tamamlıyordu. Un kokusu, su sesiyle birleşiyordu. Bugün değirmenler sessiz. Çünkü su yok. Çünkü suyun yönü değiştirildi. Çünkü insan, kendi hayat damarını kendi eliyle kesti.

Daha acısı ise şu: Dereye yalnızca sermaye değil, kendi halkı da ihanet ediyor. “Su alır götürür” diyerek çöplerini dereye atanlar… Köyün, kasabanın kanalizasyonunu kontrolsüzce dereye boşaltanlar… Bilmelidir ki her atık, kendi çocuklarının sağlığına, kendi toprağına, kendi geleceğine bırakılmış bir zehirdir.

Dere çöplük değildir. Dere, bir halkın hayat kaynağıdır. Eğer biz suya böyle hoyrat davranmaya devam edersek, hiçbir maden, hiçbir HES olmasa dahi, derelerimizi biz kendi elimizle yok etmiş olacağız.

Sessizlik, umursamazlık ve “bana ne”cilik en büyük ihanettir. Çünkü sessiz kalan, yalnızca doğayı değil; kendi geleceğini, kendi çocuklarını, kendi kültürünü de yok oluşa terk etmiş olur.

Küresel ısınma çağında suyun değerini bilmeyenler, yarın bir bardak su için kan döküleceğini görmezden geliyor. Balıkların nesli kuruyor, göller kuruyor, ormanlar talan ediliyor. Bir kere maden sahası ilan edilen topraklarda bir daha ot bile bitmeyecek. Hastalıklar, kirlilik ve yoksulluk bu yıkımın zorunlu hediyesi olacak.

Biz, Çanakçı Deresi’nin çocukları, torunları, torunlarının torunları için haykırıyoruz:- Göllerimizin adını unutmayın!- Dereyi sahiplenin!- Sessiz kalmayın!

Çünkü bu yalnızca bir çevre mücadelesi değildir. Bu, kültürün, tarihin ve insanlığın onur mücadelesidir. Halk en büyük güçtür. Bu yara siyasetin dar kalıplarına sığmaz. Bu yara, topyekûn tek vücut olup sahip çıkılması gereken derin bir yaradır.

Bugün sesimizi yükseltmezsek, yarın torunlarımız bize yalnızca şunu soracak: “Derenin gölleri neredeydi? Siz neden sessiz kaldınız?”

“Çanakçı Deresi susarsa, Görele susar, Görele susarsa Giresun susar ve gelecekte de çok susarız(!)” Diğer dereler. Çaylar, nehirler de buna emsaldir

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz. Anladım