Giresun Haberleri

Evde Hayat Var

Bu yazıyı paylaşın

Bu nasıl bir özgüven patlamasıdır? Bu nasıl bir pervasızlık, insan sevmezlik, iyilik istemezlik, kötülük düşkünlüğüdür? Bu toplum bireylerini bu kadar mı örseledi, incitti, kovumsadı? Bu toprakların tarihi, coğrafyası, edebiyatı, kültürü, sanatı bu kadar mı yozlaştırdı insanını?

Ya hadi bırakın bunların tümünü, kimya, fizik, biyoloji, geometriden bu kadar mı uzak olunur? Hele matematikten, düz matematikten, yani dört işlemden, ötesi toplama, çıkarma, çarpma, bölmeden bu kadar mı habersiz olunur?

Bir insanın kendi insanına kayboluşu, yok oluşu, hiç oluşu, ötesi ölümü önerebilmesi ne büyük bir gaflettir? Hele bunu gençlerine yapabilmesi nasıl bir felakettir? Ötesi genç kızlarına teklif edebilmesi hangi mahfillerde, hangi bedellerle kabullenilmiş bir hiyanettir?

Bir bataklığa düşmüşlüğün çaresizliğinde veya bir şantaja boyun eğmişliğin mecburiyetinde veya belki bir gazetede köşe, belki üç beş kuruş para, belki de sadece bir anlık gaza getirilmişlikle insan hemcinslerine bu düşmanlığı yapar mi?

Sokağa düşmek, sokaktan girmemek, sokakta kalmak, sokakta bulmamak, sokağa atmak gibi olumsuz çağrıştırıcılar varken hemi de?

Maalesef, bütün bu soruların cevabı evet oldu.

Bir gazetede köşesi olan nev-i şahsına münhasır bir hanımefendi, almış eline sahipsiz sandığı kalemi, karalamış da karalamış kağıdı. Sözde kadınlarımızı ve kızlarımızı merkeze alıp, kendi farkındalıklarından hareketle erkek egemen sosyal yapılardan özgürleşmeye; öznel davranış kalıpları ve yaşam biçimleri üreterek kadın cinayetleriyle sınırlandırılmış bir hayatın ötesine taşınmaya; baskıcı, sindirici ve korkutucu ahlaki tasavvurlardan, çerçeveleyici sosyal ilişkilerden, dayatılmış toplumsal rollerde kurtulmaya çağırmış onları. Ama muhtemelen gördüğü veya aklına getirebildiği tüm kötülüklerin, azgınlıkların, edepsizliklerin, hadsizliklerin batağına çağırmış, azmederek.

Değil ebeveynlerini, ailelerini, evlerini, geleneklerini, göreneklerini, inançlarını; ötesi masumiyetlerini, cinsiyetlerini, analıklarını terkederek sokağa davet etmiş onları. Sanırsın çağırdığı yer, her neviden suç ve suçludan arındırılmış; öfke indeksleri düşük, empati kapasiteleri yüksek meleksi varlıklarla doldurulmuş; her zemini köpüklü sularla yıkanarak dört bir yandan göçüp gelenler yalansın diye bal dökülmüş, dünya cennetleri

Sevgili Kızlarım,

Sakın inanmayın bu safsatalara. Sakın kanmayın bu hile ve desiselere. Sakın sanat, edebiyat, felsefe, bilim kelimelerinin arkasına gizlenmiş küresel sömürgenlerin pazarlama stratejilerine kurban olmayın. Sakın şarkı, türkü, film, kitap söyleyişlerinin janjan parıltılarıyla gizlenmiş şehvet bedestenlerinde beden istismarlarına alet olmayın.

Onların bütün derdi, sizin aklınızı, ruhunuzu, yarınlarınızı çalıp dünyevileşmeye kurban etmek; içtikleriniz, yedikleriniz, giydikleriniz üzerinden kışkırtılmış tüketim taleplerinizle ticarileşmeyi yeni boyutlara taşımak; bedeninizi metalaştırarak estetik tüccarlarına, beslenme simsarlarına, namus hırsızlarına müşteri üretmek; vicdanınızı iyilik, güzellik, doğruluk, verimlilik, faydalılık yerine kötülük, çirkinlik, yanlışlık, verimsizlik, faydasızlık berzahlarında değersizleştirmek; nefsinizi ayağa kaldırarak sizi yaradanınıza isyan ettirmek.

Malum mahfillerce desteklenmiş ve yüceltilmiş pespaye Yeşilçam filmlerindeki ‘ilaçlı gazoz’ları ve sonuçlarını bile ötekilere yükleyip, ‘ilaçsız gazoz’larla ilaçlanmış bir yaşama kendi ellerinizle ve ayaklarınızla katılmaya çağıran bu mendebur soytarılara gülümseyerek bile taviz vermeyin.

Onların sizi çağırdığı sokaklarda, tilkiler, timsahlar, kurtlar ağlarına düşürecekleri yeni kurbanları kol kurmuş bekleşiyorlar. Doymak bilmez iştahlarıyla, genç bedenleri perdeleri kapatılmış ama avizelerle aydınlatılmış odalarda paçavraya çevirdikten sonra, yenilerine yer açmak için karanlık merdiven altlarında, izbe bodrum katlarında, loş arka sokaklarda alkol, eroin, tablet tuzağında öldürmekten öte yok etmeyi planlıyorlar.

Özgür olmak, iradeli olmak, üretken olmak, adil olmak, temiz olmak için sizin nerde olduğunuzun hiç önemi yoktur. Sadece ‘bilen’lere yakın durmak ‘bilmeyen’lere uzak olmak yeter.

Nerdeyse bir asra varan tarih diliminde sözde ilerlemecilik, kalkınmacılık, aydınlanmacılık retorikleriyle süslenmiş saldırılarıyla gerici, mürteci, köylü, yobaz diyerek hakaret ettikleri; katsayı, kontenjan hileleriyle üniversite kapılarından kovdukları, yaşmaklı, sakallı masallarıyla amfilerden attıkları; vesayetçi ve elitist yordamlarla üniversite kadrolarını yıllarca kendilerinden olmayana kapatıp binbir gayretle girebilene hayatı aylarca bir kütüphanede oturtmak dahil mobbing ve istiskallerle dar ettikleri insanların çoğaldığını görüp zamanlarının tükenmişliğinde geleceksizlik korkularını karanlıkta ıslık çalarak ortadan kaldıramayacaklar.

Siz, tükenirken son umut kutsallarınıza saldırarak sizi parlak neon ışıklarıyla doldurulmuş sokaklara çağıranlara asla itibar etmeyin.

Siz siz olun daima evinizde kalın. Her işe besmeleyle başlayan babanızla kalın. Her seherde babanızdan önce uyanıp ibadet eden ve sizi ibadete çağıran ananızla kalın. Eğitim aldığınız okulunuzdan, çalışıp kazandığınız işinizden, infak ettiğiniz gücünüzden sonra hemen evinize dönün. Ve Allah’ın emrini bilen ve yaşayan, Peygamberin kavlini öğrenmiş ve hayatına taşımış, sizinle küfüv insanlarla evlenin.

Sevgili Çocuklarım,

Evimiz, barkımızdır bizim. Kıymetlimizdir. Kutsalımızdır. Herkesten gizlimiz ve herkese saklımızdır. Mahremimizdir. Evde doğarız, evde yaşarız ve evde ölürüz biz.

Ev, doğuran anamız, koruyan babamızdır bizim. Bacımız ve gardaşımızdır. Kocamız ve avradımızdır. Çoluğumuzdur çocuğumuzdur.

Biz sevdiğimizle önce sözlenir, sonra nişanlanırız, ancak evlenince ‘tamam’ oluruz. Bir zaman için baba ocağında bir odaya sığınsak bile orası bizim evimizdir.

Hesabımız evimizdendir, çarşıya uysa da uymasa da. Çarşıdan aldığımız bir, bin olur evimizin dinginliğinde. Kazandığımız ekmeği de hep eve götürürüz. Evden öte bir hayatı haram biliriz ve her daim uzak dururuz biz.

Evimiz ahlakımız, ahlakımız evimizdir bizim. Ahlakımızın, sokağımız olması da gayretimizdir.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz. Anladım