Giresun Haberleri

Göçüp Giden Bir Yiğidin, Ergun Önakın’ın Ardından…

Bu yazıyı paylaşın

Yıllar önce İstanbul’da çalıştığım ilaç firmasında çok kıymetli bir abi ile tanıştım. İstanbul’un kendine özgü kültürü ile yetişmiş tam bir İstanbul beyefendisi idi sevgili Erkan Önakın abim. Görüşür olduk ve gıpta edilecek naif bir aile ile tanış olmanın mutluluğunu yaşarım hala. Pırlanta gibi çocukları gurur duyulacak kadar güzellerdi. Ercan, Emel ve ilk zamanlar tanışamadığımız en büyük oğulları Ergun. Hele Semra yengem, zaman tünelinden çıkıp gelmiş bir İstanbul asilzadesi gibidir hala…

Büyük oğulları Güneydoğuda asker olduğu için çok sıkıntı çektiler, terör olaylarının had safhalarda olduğu yıllar…

Ergun terhis olup gelince bizlerde onlar kadar mutlu olmuştuk. Sanki bizler de Ergun ile askerlik yapıyorduk. Hoşlamaya gittiğimizde karşımıza çıkan delikanlı, “ben de bu ailenin evladıyım“  dercesine efendi ve dalyan gibi bir delikanlı idi. Yıllar geçtikçe aile gibi olduk. Acıda, kederde, sevinçte hep birlikte.

Sonra sevgili Ergun ile de aynı firmada çalıştık. Gözüm kapalı kefil olmuştum ona. Hatta referans verirken; “Ayağının tırnağına bile kefilim!“ demiştim. Zerre kadar da mahcup etmedi beni. O dik, vakur duruşu, efendiliği, haksızlığa tahammülsüzlüğü ile herkesin göz bebeği olmuştu. Zamanı geldi düğününü yaptık, çocukları oldu “torunum“ dediğim.

Ama herkesin bir kaderi vardır. Çok acılar, sıkıntılar çektiler ailece. Ama dimdik eğilmeden, bükülmeden birbirine kenetlenip hayata tutunmaya devam ettiler. Ancak Ergun’umuz bir anda hastalandı. Ne olduğunu dahi anlayamadık. İllet hastalık sinsice çöreklenmişti bedenine ve hepimizin gözlerine baka baka, güle güle aramızdan ayrıldı yiğidim. Acının tarifi yoktur, tazelenir durur insanın can evinde durmaksızın. Hep öyle değil midir?  Göçüp gidenlerimizin ardından hepimiz kendi acılarımızı kendi başımıza yaşamaz mıyız? Buda öyle bir acı ve öyle bir hasret ve hiç eksik olmayan…

Önakın ailesi için daha zor günler başlamıştı. Direk yıkılmıştı sanki hanede. Hayat ne kadar yaşamayı gerektirse de acı hep yerinde durur.

Bizim içimizin sızım sızım sızladığı bir Ergun hasretinde onlar nasıl olabilir ki?  “Hayat devam ediyor“ deriz. Ama yıkıp, döktüğünü herkes göremez. Allah ömrünüzü uzun sıhhatli etsin Önakın’larım, Erkan abim, Semra yengem, evlat saydığım Ercan’ım, Emel kızım. Sizlerde çocuklara karıştınız hamdolsun. Sizleri çok seviyoruz.

Nur içinde uyu oğul, Rabbim sevdiklerinden ayırmasın seni, çok özledik Ergun’um! Sene-i devriye geldi yine, hasrette katlandı. Sarı Lacivert bana en çok seni ve rahmetli kaynım Metin’i hatırlatıyor…

2 Yorumlar
  1. Ercan önakın diyor

    Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah ,kalbine yüreğine kalemine sağlık abim Allah senden razı olsun 😔

  2. Samet diyor

    Allah rahmet eylesin mekani cennet olsun cok kiyemetli abimizdi hala sesi kulaklarimda nurlar icinde uyu ergun abi

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz. Anladım