Giresun Haberleri

İmam Hatipler Meselesi…

Bu yazıyı paylaşın

Bu ülkede İmam Hatipler açıldığından beri hep gündem olmuştur. Din eğitiminin neredeyse sıfırlandığı bir dönemde halkın yoğun baskısı ile açılan bu güzide kurumlar devletin resmi kurumları olmasına rağmen birileri tarafından hep ötekileştirilmiş, “illegal kuruluşlar” muamelesi yapılmıştır. Ancak buna rağmen halk bu okullara sahip çıkmıştır.

Milletimizin üzerine titrediği bu güzide kurumumuz bugünlerde tekrar gündemin ilk sıralarında kendisine yer buldu. Bugüne kadar kendi hurafelerine karşı duran hocalarımıza itibar suikastı yapanlar şimdi de imam hatiplerimizi ve ilahiyat fakültelerimizi hedefe koydu.  Yanmaz kefenin mucidi, canlı yayında Çocuklarınızı imam hatip ve ilahiyata göndereceğinize düz liselere gönderin, daha az hasarla çıkar...” dedi.

Aslında şaşırmadık desem yeridir. Zira bunların ve şürekâsının zihin ve düşünce dünyası ile imam hatiplinin zihin ve düşünce dünyası asla kesişmez. İmam Hatip neslinin olduğu yerde bunlar kolay kolay dükkân açamaz.  Bir imam Hatipli aklını kiraya vermez. Bir imam hatipli hurafeleri sahih din diye pazarlayan pazarlamacılara inanmaz. Bir imam hatipli Kur’an’ın üfürük kitabı değil hayat kitabı olduğuna inanır ve ona göre yaşar.

Gelinen noktada anlaşılan o ki bu ülkede “sahte bal” satanlara karşı mücadele edildiği kadar sahte din pazarlayanlarla da mücadele şart. Aksi halde saha bu hurafecilerin kontrolünde olacaktır. Nitekim daha şimdiden birçok sahada etkili olmaya başladılar bile. Karşı çıkan linç ediliyor… Bir şekilde susturuluyor. Bakınız söz konusu yayın sonrası bizim mahalleden bir gazete internet sitesinde bu olayı güzel bir haberleştirmiş, iyi de yapmıştı. Ne var ki işbu haber kısa süre sonra silindi. Haber buharlaştı. Neden? Birileri bu gazetenin kulağını çekmiş olmalı!

Bugüne kadar bu ve benzeri sahte din sunumu yapanlara karşı hep ölü taklidi yapıldı desek yeridir. Konuşması gerekenler sustu, yazması gerekenler yazmadı. Konuştu ise de duyulmadı. Yazdı ise de bilen olmadı. Yani meydan boş bırakıldı. Millet sunulan bu hurafeleri sahih dini bilgi zannetti. Şimdi buna karşı duranları sapık diye yaftalamaları bu yüzden olsa gerek. “Allah dostlarının huzurunda bir an durmak yüz elli sene ihlaslı olarak Allah için ibadet etmekten daha faziletlidir” dediler kaçımızın itirazı oldu bu saçmalığa, bu şirk kokan cümlelere?

“Allah ete kemiğe büründü…. diye göründü” dediler sineye çektik. Bu düpedüz insanı ilahlaştırmak demedik. Rasulullah ölmedi, kabrinde yaşıyor, kabrinde namaz kılıyor, hatta hanımlarıyla zevkleniyor dediler yine sustuk. Bu ne kepazelik!  Bu, Peygamber’e hakarettir. Bu İslam değildir. Bu Kur’an’ın bize tanıttığı Peygamber olamaz. Bu olsa olsa sizin ürettiğiniz peygamber tasavvurudur diyemedik. Diyenler de ya sesi cılız kaldı ya da linç edildi.

Şu anlatıma bir bakar mısınız Allah aşkına!Rasulullah (sav)  Cebrail’e, vahyi nereden alıyorsun dedi. O da, ben Rabbimi göremiyorum. Bir perdenin önüne geliyor oradan alıyorum dedi. Rasulullah da, bir daha vahiy olduğunda o perdeyi bir arala dedi. Cebrail(as) perdeyi bir araladı ki Rasulullah(sav) içeride oturuyor”. Gördünüz mü işin vahametini? Güya Rasulullah’ı yüceltiyor?  Güya Rasulullah’ın Cebrail’den üstünlüğünü ispat edecek.

Ya “Muhammet eşittir Allah!” demelerine ne diyeceksiniz? Bu cümlenin de içinde geçtiği sözde sohbet Arafat’ta binlerce insanın huzurunda yapıldı.

Örnekleri çoğaltmak mümkün. Bütün bunlar bu ülkede oluyor. Kur’an’a ve sahih sünnete taban tabana zıt olan bu ve benzeri söylemler güya ehl-i sünnet adına dile getiriliyor üstelik. En azından kendilerini öyle tanımlıyorlar. Şimdi kalkmışlar İmam Hatipleri dillerine doluyorlar. Çok iyi biliyorlar ki imam hatipliler-ilahiyatlılar bunların din diye sunduklarına itibar etmeyecekler.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz. Anladım