Giresun Haberleri

Kudüs ve Mescid-İ Aksa Bilinci

Bu yazıyı paylaşın

Kudüs aslında bir mabedin adıdır. Mescid-i Aksa’nın (Beytü’l-Makdis’in) diğer adı, ya da eski adıdır Kudüs. Sonraları şehre isim olmuştur. Kudüs’ün hem Yahudiler hem Hıristiyanlar hem de Müslümanlar nezdinde kutsallığı malum.  Lakin bugün Müslümanlar nezdinde Kudüs ve Mescid-i Aksa noktasında yeterli şuur yok sanırım. Öyle ki zalim ve azgın İsrailoğulları 1948’de İslam coğrafyasının tam kalbine bir hançer gibi saplandığından beri orada müslüman kanı akıyor. Bazı imanı zayıflar bu durum karşısında “bize ne Filistin’den, onlar da bizi birinci dünya savaşında arkadan vurmuşlardı” türü hezeyanlarda bulunuyorlar. Tabi bütün bunlar yanlış düşünceler. Bu, hem tarihi hem de dini bilmemektir. Şu bilinmeli ki Kudüs ne Arapların davası, ne Farsların davası ne de Türklerin davasıdır. Kudüs İslam Ümmetinin davasıdır.

Bugün hususiyle biz Türklerin Filistin ile yakından alakadar olması hem dini hem de tarihi cihetten zaruridir. Zira Filistin Filistinlilerin değil ümmetindir. Bugün Filistinliler çıkıp Yahudilere,  “tamam sizinle anlaşıyoruz, alın topraklarımızı” deseler bile ümmet buna müsaade etmemelidir. Mekke-Medine ne ise bizim nazarımızda Kudüs/Mescid-i Aksa da odur. Şimdi mevzuyu kısa ve anlaşılır olarak anlatalım.

1-Kudüs ve Mescid-i Aksa kutsalımızdır. Bizzat Kur’an’da(İsra17/1) Mescid-i Aksa’nın mübarekliğinden söz edilir. Hatırlayalım. İsra mucizesinin anlatıldığı İsra suresinin ilk ayetinde “kulu Muhammedi bir gece kendisine bir takım ayetleri gösterelim diye Mescid-i Haram’dan etrafını mübarek kıldığımız Mescidi Aksa’ya yürüten Allah’ın şanı ne yücedir” deniliyor. Demek ki Kudüs mukaddes bir belde. Bu sebeple bizim için önemli. Rasulullah’ın isra ve mirac mucizesinin vuku bulduğu mekanlardan.

2- Diğer taraftan Allah Rasulü (s.a.v) daha Mekke’de iken Kudüs’e/ Mescid-i Aksa’ya da dönecek şekilde Kabe’ye doğru dönerek namaz kılardı. Hicretten sonra da Medine’de 16 ay kadar Kudüs’e/ Mescid-i Aksa’ya dönerek namaz kıldı. Kıblenin tahvili(Bakara2/144) ile bu durum değişti ve artık kıble Mescid-i Haram oldu.

3-Rasulullah, “ancak üç mescide ibadet maksadıyla gitmek üzere yolculuğa çıkılabilir” buyurduğu mescidlerin üçüncüsü de Kudüs’teki Mescid-i Aksa’dır. İlk ikisi malum; Mekke’deki Mescid-i Haram ve Medine’deki Mescid-i Nebevi.

4-Mescid-i Aksa, Mescid-i Haramdan sonra içinde insanların ibadet etmeleri amacıyla yapılan en eski ikinci mabettir (Buhari, Enbiya 10) “Uzak mescid” anlamına gelir ki Mekke’ye uzaklığı yaya olarak bir aylık mesafededir. Bugün bazıları bu mescidin Kudüs’te olmadığını iddia etse de bu doğru değildir. Bize göre bu, Müslümanların dikkatini Kudüs’ten başka yere çekmek için ortaya atılmış bir sinsi Siyonist oyunudur. Bu iddia tarihi kayıtlara da aykırıdır. Şurasını da belirtelim. Mescid-i Aksa denilince aklınıza malum “Kubbetü’s Sahra” gelmesin. Mescid-i Aksa, içinde Kubbetü’s Sahra(ki Emevi Halifesi Abdülmelik b. Mervan veya 1.Velid zamanında Süleyman (as)ın mabedinin olduğu yere kayanın üzerine yapıldığından bu adı almıştır) nın da olduğu yaklaşık 150 dönümlük arazinin tamamına denilir. Rasulullah zamanında burada mescid anlamında her hangi bir yapı yoktu. Dolayıyla, “Hz. Peygamber mirac dönüşü Kudüs’e gidip-geldiğine  inanmayan müşriklere Mescid-i Aksa’nın kapılarını-pencerelerini saydı..vs“ türü anlatımların aslı yoktur.

5-Bugün korsan devlet İsrail işgalinde olan Filistin toprakları 401 sene Osmanlı topraklarıydı. 1516’da (Mercidabık Savaşıyla)  Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı topraklarına katılan bu topraklar 1.Dünya savaşı yıllarında 9 Aralık 1917’de İngilizler tarafından Kudüs’ün ele geçirilmesiyle elimizden çıktı. Yani daha 104 sene evvel bizim topraklarımızdı.

Yahudilerin gözü her zaman Kudüs’te oldu. Başkenti Kudüs olan bir Yahudi devleti kurulması fikri hep diri tutuldu. Buna Siyonizmin kurucu babası Theodor Herzl (1860-1904) öncülük etti. Herzl’ın Filistin’de 50 sene içinde bir Yahudi devleti kurulacağını söylediği tarih 1897.  Dediği gibi de oldu Tam 51 sene sonra 1948’de Yahudi devleti ilan edildi. Ancak 1900’lerin başlarında bunlar konuşulurken önlerinde büyük bir engel vardı. Cennet mekan 2.Abdülhamid Han. O tahtta olduğu müddetçe bu emelleri hayal idi. Onun için o tahttan bir an evvel indirilmeliydi. Öyle de oldu. İşte her şey 1909’da İngilizlerin içimizdeki işbirlikçileri ile birlikte Abdülhamid’i tahttan indirmeleri ile başladı. Ve o zamana kadar Filistin’de yasak olan toprak satışı iktidarı ele alan İttihatçılar tarafından serbest bırakıldı ve o tarihten itibaren ta 1948’e kadar Filistin topraklarına Yahudi göçü başladı ve 1948’te yüreğimize bir hançer gibi İsrail Yahudi devleti saplandı. O gün bugün yüreğimiz kanıyor.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz. Anladım