Giresun Haberleri

Kutsal Bilgelik Son Kez Açıldı

Bu yazıyı paylaşın

Ayasofya, yaklaşık binbeşyüz yıllık bir ibadethane. Gerçi, bir tapınağın üstüne yapıldığı düşünülürse işlevsel niteliği daha da uzun zamana varıyor. Bugün görülen, aynı yerde, aynı amaçla ve aynı isimle inşa edilen üçüncü yapı. İlk yapılar Doğu Roma döneminde çıkan kargaşalar esnasında yanıp yıkılıyor. İstanbul’un fethi öncesinde, son yapının ana kubbesi bir kaç kez çökmeler nedeniyle yenileniyor. Osmanlılar döneminde, katedral camiye dönüşürken yapılan onarımlar ve eklenen minareler yapının ömrünü uzatıyor.

Cumhuriyetin ilk yıllarında anlaşılmaz bir kararla müzeye dönüştürülen bina, uzun yıllar boyunca üretilen onca tevatürden sonra dün tekrar cami olarak ibadete açıldı. Bu dönüşüme, neredeyse bir asırdır konuyu gündeme getirerek, ulaşılacak mefküre haline getirerek, kavli ve fiili dualarında tutarak, emek ve gayret koyan herkese minnetlerimi ve şükranlarımı sunarım. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, bu konuda gösterdiği dirayet için söyleyebileceğim her söz, yapılanın yanında sakil kalır. Şüphesiz alemlerin sahibi ve hakimi, ona buralarda ve ötelerde gereğini gereğince verecektir.

Dünkü açılışın, İslam ve dünya tarihinde yeni bir başlangıç olduğunu, bütün düşmanların bildiğine eminim. Dostlarsa, yeryüzünün neredeyse her yerinden dualarını ve sevinçlerini sunarak, işin önemini ve kıymetini gösterdiler. Görülen heyecan ve dökülen gözyaşları, üçyüz yıllık gerileme döneminin sona vardığını ortaya koyarken, ümmetin gözyaşı, kan ve ölümle doldurulmuş makus tarihinin de bittiğine işaret ediyordu.

Elbette sürecin bir de üçüncü tarafı var. Bugün, o hainlere, yas tutup kan kusmak kaldı. İçlerine düşen korkuysa onları bugünden yarına yiyip bitirecek. Sararıp solmuş benizleriyle ortalıkta dolanıp, laf ebelikleriyle zevahiri kurtarma telaşları, akıl sahiplerinin gözünden asla kaçmayacak.

Yolumuzsa, daha hayli uzun. Eriştiğimiz menzilin büyüklüğü ve ulviliği direncimizi güçlendirip bilincimizi derinleştiriyor. Ama asla hıncımızı ve kinimizi azaltmıyor. Dünü unuttuk bile. Yarın başka bir gün ve yarınlarda yürünecek yollar ve varılacak yerler burnumuzda tütüyor. İnsan ve mekanı aşan gönlümüz, zamana varlığımızı fısıldıyor.

Şimdi, düşünme zamanı. Şimdi, çalışma zamanı. Şimdi, üretme zamanı. Şimdi, çağa ve çağlıya, varoluşunun gerçekliğini ve var edenin yüceliğini haykırma zamanı. Şimdi, kurulmuş tuzakları bozup adaleti hayata hakim kılma zamanı. Şimdi, kapanmış dehlizleri yıkıp hakikati yeryüzüne yayma zamanı. Şimdi, batılı bulup yıkarak, hakkı tutup kaldırma zamanı.

Bu çağın, tüm mazlumları, tüm mağdurları, tüm madunları, tüm mustazafları bilsin ki, kurtuluş yakındır. Putların nasıl birer birer devrildiğini, müstekbirlerin nasıl birer birer yerle yeksan olduklarını, şeytani düzenlerin nasıl birer birer yıkıldıklarını onlar kendi gözleriyle görecekler.

Dünyanın kalbini dinle, geliyor adım adım;
Dallar meyvaya dursun, toprak tohuma dursun;
İnsan barışa dursun, selama dursun zaman.
Sabır, savaş, zafer; adım: Müslüman!

                                                                 * Erdem Bayazıt 

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz. Anladım