Giresun Haberleri

Üretici ve Market Fiyatları Arasındaki Fark Artıyor

TZOB Genel Başkanı Bayraktar: Ekim ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkı 4 buçuk kata yaklaştı.

Bu yazıyı paylaşın

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ekim ayında üretici ve market arasındaki fiyat değişimlerini değerlendirdi. Bayraktar, ekim ayında üretici ile market arasındaki farkın 4 buçuk kata yaklaştığını vurguladı.

“Ekim ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkı 4 buçuk kata yaklaştı”

Ekim ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 342,11 ile kuru soğanda yaşandığına dikkati çeken Bayraktar, fiyat farkının limonda yüzde 334,40, elmada yüzde 272,57, yeşil fasulyede yüzde 267,71, marulda 237,77 olduğunu bildirdi.

Kuru soğanda 4,4 kat, limonda 4,3, elmada ve yeşil fasulyede 3,7, marulda 3,4 kat fazlaya tüketiciye satıldığını vurgulayan Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Üreticide 57 kuruş olan kuru soğan 2 lira 52 kuruşa, 1 lira 25 kuruş olan limon 5 lira 43 kuruşa, 1 lira 75 kuruş olan elma 6 lira 52 kuruşa, 3 lira 50 kuruş olan yeşil fasulye 12 lira 87 kuruşa, 1 lira 88 kuruş olan marul 6 lira 35 kuruşa markette satılmaktadır.

Ekim ayında markette 30, üreticide 15 üründe fiyat artışı; markette 8, üreticide 13 üründe fiyat düşüşü oldu. Üreticide 2 üründe fiyat değişmedi.

Ekim ayında fiyatı en fazla artan ürün markette patates, üreticide kuru kayısı; fiyatı en fazla düşen ürün ise markette ve üreticide limon oldu.”

“Markette en fazla fiyat artışı patateste, en fazla fiyat düşüşü ise limonda görüldü”

Ekim ayında markette fiyatı değişmeyen ürün olmamakla birlikte, market fiyatında en fazla artışın yüzde 34,71 ile patateste görüldüğünü bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: “Patatesteki fiyat artışını yüzde 27,23 ile havuç, 27,00 ile marul (adet), yüzde 26,97 ile ıspanak, yüzde 21,09 ile sivri biber, yüzde 19,64 ile yeşil mercimek, yüzde 19,57 ile kırmızı mercimek, yüzde 19,51 ile domates, yüzde 16,95 ile zeytinyağı, yüzde16,14 ile kuru incir, yüzde 15,69 ile kabak, yüzde15,07 ile kuru soğan, yüzde 13,60 ile toz şeker, yüzde 12,13 ile pirinç, yüzde 10,24 ile nohut takip etti.

Markette en fazla fiyat düşüşü ise yüzde 26,82 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat düşüşünü yüzde 8,95 ile antepfıstığı, yüzde 7,21 ile yeşil soğan, yüzde 6,46 ile elma, yüzde 5,52 ile fındık (iç), yüzde 1,46 ile kuru üzüm, yüzde 1,45 ile mısırözü yağı ve yüzde 0,70 ile kuru kayısı izledi.”

“Üreticide en fazla fiyat düşüşü limonda, en fazla fiyat artışı ise kuru kayısı oldu”

Ekim ayında üreticide kuru incir ve fındık içi fiyatında bir değişim meydana gelmezken, yüzde 44,44 azalmayla fiyatı en fazla düşen ürünün limon olduğunu belirten Bayraktar, şu bilgileri paylaştı: “Limondaki fiyat düşüşünü yüzde 17,96 ile patates, yüzde 16,81 ile salatalık, yüzde 15,87 ile elma, yüzde 15,25 ile yeşil fasulye, yüzde 12,00 ile havuç, yüzde 9,92 ile kırmızı mercimek, yüzde 8,70 ile patlıcan, yüzde 8,06 ile kuru soğan, yüzde 4,26 ile pirinç, yüzde 3,92 ile kuru fasulye, yüzde 2,04 ile kuru üzüm, yüzde 0,21 ile marul izledi.

Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 31,58 ile kuru kayısıda görüldü. Kuru kayısıdaki fiyat artışını, yüzde 13,64 ile maydanoz, yüzde 10,83 ile kabak, yüzde 9,30 ile yeşil soğan, yüzde 8,28 ile zeytinyağı, yüzde 8,06 ile sivri biber, yüzde 7,26 ile domates, yüzde 6,24 ile antepfıstığı, yüzde 6,23 ile dana eti, yüzde 5,72 ile yeşil mercimek, yüzde 5,53 ile yumurta, yüzde 2,78 ile ıspanak, yüzde 1,69 ile kuzu eti, yüzde 0,67 ile süt, yüzde 0,48 ile nohut takip etti”

“Haller ve marketler gibi pazarlamayla tüketim ayağı yakından izlenmeli”

“Hal Yasası ile zincir marketlere tanınan üreticiden doğrudan ürün alma yetkisi daha sıkı denetlenmelidir. Çünkü zincir marketler uygulamada üreticiden doğrudan aldıkları ürünleri kendi içlerinde kurulan aracı firmalar ile el değiştirme yapmakta, kendi firması içerisindeki her el değiştirmede kâr eklenmektedir.

Tüketiciye satış kârı son aşamada düşük görülse de üreticiden gelene kadar eklenen fiyat artışıyla makas açılmaktadır. Zincirin bu görülmeyen halkasının kısaltılması için üretici örgütleri de etkin bir şekilde devreye sokulmalıdır.

Marketlerin kâr marjına limit getirilmeli ve etkin kontrol sağlanmalıdır. Pakete girmiş ürünlere gramaj hilesi ile yapılan gizli zamlar önlenmeli, bunun için ürünlere gramaj standardı getirilmelidir.”

“İlgili yasalarda hem üretici hem tüketici lehine olacak gerekli değişiklikler yapılmalı”

Bayraktar, kısa adı ‘Hal Kanunu’ olan 5957 sayılı ‘Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’, ‘Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’, ‘Türk Ticaret Kanunu’ ve halen çıkarılmamış olan ‘Zincir Marketler Kanunu’ gibi konuyla doğrudan ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler ve ilavelerin şeffaf ve yansız bir şekilde vakit geçirilmeden yapılması gerektiğinin altını çizerek sözlerine şöyle devam etti:

“Tarım ürünlerinden bir nevi haksız kazanç sağlamak anlamına gelen organize işler, iflah olmaz bir duruma dönüşmeden önlenmelidir. Aksi halde tarım ürünlerinde ‘tekelleşmeye’ çanak tutan birtakım uygulamaların sonuçları hiç kimseyi memnun etmeyecektir.

Pazarlama zincirinin hangi aktörü tarafından yapılırsa yapılsın, fahiş ve spekülatif fiyat hareketlerine karşı bazı gelişmiş ülkelerdekilere benzer şekilde tüketiciyi korumak üzere ilgili mevzuatta gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Bu yolla tüketici bir dizi kuruma gidip gelip işlem yapma zorunluluğunda kalmadan, kolayca hakkını geri alabilmelidir.

Tüketiciyi korumaya odaklı bu yöntemler serbest piyasanın sağlıklı işlediği ülkelerde mevcuttur. Piyasadaki fiyat başıboşluğunun giderilmesi için birkaç madde eklenerek tüketici lehine bir nevi ‘zorunlu rekabet’ ortamı tesis edilebilir. Çünkü tarım ürünlerindeki pahalılıkta en büyük pay sahibi tarladaki üreticiler değil pazarlama zincirindeki son halkalardır, ticaretin etik kurallarına uymaları gerekir.”

“Tarıma neden pozitif ayrımcılık gerekiyor?”

Bayraktar açıklamasına şu sözlerle son verdi: “Özetle değindiğimiz tüm bu gerçekler gıda ve tarım sektörünün insanlık için ne kadar hayatî bir öneme ve değere sahip olduğunun sadece çok küçük bir fotoğrafıdır.

Oysa tarımsal üretimden sorumlu olan biz, Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak büyük resme baktığımızda pek çok gerçeği daha detaylı görüyoruz ve tarımsal üretimin kesintiye uğramaması, yeterliliğini sürdürebilmesi için biran önce bütün tedbirlerin eksiksiz alınması bekliyoruz.

Sürekli biçimde ‘Tarıma pozitif ayrımcılık yapılmalı!’ söylemimizin sebebi, ülkemiz için, vatandaşlarımız için kaygılandığımızdandır. Eğer, üretim sürsün, gıda enflasyonu olmasın, insanımız muhtaç olmasın, aç kalmasın istiyorsak, bu sese kulak vermeye mecburuz.”

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz. Anladım