Online Giresun Platformu
İstiklal-i milli için arslan kesilen Türk bütün dünyaya, bütün dünya milletlerine ve tarihe son mücahedesiyle mu’cib (hayrete düşüren) harikalar ve mucizeler hediye etmiştir. Hiçbir millet hiçbir davası uğruna erkeklerinin yanında analarının ve kadınlarının bile arslanlar gibi dövüştüğüne şahit olmamıştır. İstiklal ve hürriyet aşkı için Türk’ün bu son cidaline Kara Fatmalar, Ayşeler, Emineler gibi cengâver Türk anaları katıldı ve mücâhedemiz tarihinde misli görülmemiş ulvi ve mukaddes bir harp oldu. Anadolu’da yâdı dillerde dolaşan bir cengâver Türk anası vardır ki; ismi Pembe Hatun’dur.
Alucra’nın (Gicora) karyesinden Ali Sofuoğulları denmekle maruf (bilinen) necip (asil) bir Türk soyundan olan Pembe Hatun 56 yaşında olmasına rağmen genç ve dinç arslan gibi Giresun’dan gönüllü çıkmış ve geçen senenin Nisan ayından beri kan ve ateş arasında bir yiğit gibi dövüşmüştür. Pembe Hatun Afyonkarahisar muharebelerinde mavzeriyle harbin ateşleri içine girmiş Çalı (Nilüfer-Bursa) civarında harp etmiş ve bir cengâver Türk anasıdır. Pembe ana vuruştuğu harpleri kahramanlara yakışır şevk ve tevazu içinde anlatmaktadır. Pembe Hanım’ın sekiz yerinde düşman yarası var.
Yeğeninin evinde misafir kalıp oğlunu gördükten sonra tekrar yiğit cephe arkadaşları arasına dönecek Pembe Ananın yedinde 47. Alay Kumandanı Kaim-makam (Kaymakam-Yarbay) Osman imzasıyla böyle şanlı bir asker vesikası var.
“Zirde (aşağıda) künyesi muharrer (yazılı) Pembe Hatun Nisan (1)338 (Nisan 1922) tarihinde Giresun’dan gönüllü olarak hareket etmiş ve alayın birinci taburuyla mücâhede-i milliyemize iştirak etmiştir. Mezbure yiğit bir erkek ve faziletli bir asker gibi harbin yorucu müzâhamesine (zahmetine) rağmen bıkmak bilmeyerek vazife-i vataniyyesini ifa eylemiştir. Zaferle nihayet bulan davayı millide mezburenin de ufak bir hizmeti sebkat ettiğini (geçtiğini) işbu vesika-i şükranla yâd ederim. Mücahidemiz başında siyah bir örtü, sırtında haki renkli bir palto, boynunda bir asker çantası omuzunda da şanlı bayrağımız vardır. Pembe Hatun bir Yunan zabitini esir etmiş ve kılıcıyla eldivenlerini hatıra olarak saklamıştır.”
Okunan gazete haberinde kendisine neden iğneli denildiğine ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır. Gülpembe olarak da bilinmektedir. Haberde de belirtildiği üzere kendisi Giresun Gönüllü Alayının Sancak Çavuşudur.
Sakarya Meydan Muharebesi ve Kurtuluş Savaşına katılmış, düşmanın İzmir’de denize dökülmesine şahit olmuştur. Haberde belirtildiği üzere Bursa civarında da savaştığı anlaşılmaktadır. Asker pantolonu ve ceketi, başındaki siyah örtüsü ile bayrak elinde, kılıcı belinde askerin önünde gittiği rivayet olunmaktadır. Sekiz yerinden yaralanmasına rağmen iyileşince yine cepheye koşmuştur.1 Askeri gayretlendirmek için oğullarım seslenişi ile de hatırlanmaktadır.
Alucra’nın Gicora karyesinden Ali Sofuoğulları denmekle maruf (bilinen) necip (asil) bir Türk soyundan Pembe Hatun’un gazete haberinde bugüne kadar pek bilinmeyen bir detay ise Pembe Hatun’un Alucralı olduğunun belirtilmiş olmasıdır. Köyünün adı da yazılmış ise de muhtemelen hatalı yazıldığı düşünülmektedir. Zira bilinen köy adlarına benzetilememiştir. Ancak Ali Sofuoğullarından olduğunun belirtilmiş olması Sofuoğullarının Gicora köyünden olmaları nedeniyle yazım benzerliğinden dolayı da Gicora şimdiki adıyla Doludere köyünü akla getirmektedir. Bu hususu netleştirebilmek için 1835 tarihli 1053 Nolu Nüfus Defterinin Gicora köyü kayıtları incelenmiş olup, Ali Sofuoğulları 38. Sayfada 135. Sırada bulunduğundan durum netleştirilmiştir.
Sıra 135 / Hane 37 Aksakallı Ali Sofuoğlu Ahmed veled-i mezbur. Sin (Yaş) 70 Sıra 136 Oğlu Ali bin Mezbur Sin (Yaş) 5
Dolayısıyla kahramanlığıyla nam yapmış Gazi Osman Ağamızın yanında silah tutmuş, 47. Alay Çavuşu, Kurtuluş Savaşının efsane mücahide askeri Pembe Hatun Anamız Alucra’nın Gicora köyündendir. Tarihe kayıt düşülmüştür.