Giresun Haberleri

Din Eğitiminde Ailenin Önemi…

Yazarımız Recep Şahan Din Eğitiminde ailenin önemini araştırdı.

Bu yazıyı paylaşın

Aile toplumun temel taşıdır. Aile sağlamsa toplum da sağlam demektir. Bunu bilen kötülük şebekeleri toplumu ifsad etmeye önce aileden başlıyorlar. Gerek Tv programları, filmler, diziler, gerekse sosyal medya mecralarında aileyi ifsad edici içerikler çok bulunuyor. Bunlar çocuklarımızı ve gençlerimizi zehirliyor. Maalesef ailelerde de duyarlılık ve seçicilik olmayınca, çocuklarımız teknoloji bağımlısı olunca gözümüzün önünde kayıp gidiyor. Ondan sonra da söz dinlemez, asi evlatlardan yakınıyoruz. Merhametsiz, bencil, sevgisiz, ağzı bozuk(argo ve küfürlü konuşmalar) bir nesilden şikâyet ediyoruz. Şikâyet ediyoruz ama bu çocuklar gökten inmedi. Bu toplumda ve bu eğitim sistemi içinde bizim ellerimizle yetişti. Şikâyete hakkımız var mı? Biz nerede yanlış yaptık da böyle oldu diye şapkamızı önümüze koyum düşünmemiz lazım.

Bakınız geçenlerde sokakta yürürken bir olaya şahit oldum. Bir amca ortaokul çağlarında bir çocuğa “kızım bir bakar mısın?” diye seslenince çocuk, “amca ben kız değilim” demesin mi? Ben de şaşırdım amca haklıydı. Zira çocuk kız çocukları gibi saçlarını uzatmış ve de bağlamıştı. Vahim bir tablo. Düşündüm düşündüm ve düşündüm. Yahu nasıl oluyor da bu yavrumuzun ailesi buna müsaade ediyor diye düşündüm. Bir erkek çocuğu kız çocuğu gibi yetişiyor. Üstelik bu ebeveyninin elleriyle oluyor. Yarın bunlardan kaynaklı sapkınlıklar ve başka sorunlar ortaya çıkınca dövünecek ama nafile.

Bugün toplumda ortaokul lise çağlarında gençlere bir bakıyoruz, erkek mi kız mı ayırt edemiyoruz. Saçları uzun ve bağlanmış hatta toka takılmış, kulaklar küpeli erkekler! Görüyoruz sokaklarda. Buna mukabil erkek gibi giyinen, erkek gibi davranan sin-kaflı küfreden kızlar da çoğalıyor. Özellikle okullarımızda durum iç açıcı değil. Bu kadar özgürlük de fazla sanırım. Serbest kıyafet diye gençlerimizin haline bakar mısınız? Neredeyse tayt giyerek okula gelecekler. Saç sakal birbirine karışmış, eşofmanla okula gelen öğrencileri görüyoruz. Artık bu işe bir çeki düzen vermek lazım. Gerek aileler gerekse eğitimcilerimiz ve diğer yetkililerimiz bu acayip duruma el atmalı.

Diğer taraftan eğitim noktasında ailelerimizin maddeci-dünyevi düşündüklerine kaniyiz.  Dinden, din eğitiminden uzak bir eğitim anlayışı hâkim. Şöyle ki: Bir zamanlar bu memlekette 5. sınıfı bitirmeyen bir öğrencinin Kur’an öğrenmesi yasaktı. Müftülüklerimiz tarafından camilerimizde yaz kursları açılıyor fakat buraya öğrenci kaydında işte böyle bir yaş sınırı vardı. Şimdi her şey serbest ama bu sefer de gerekli rağbet yok.

Bakınız bugün bir Müslüman talep etmesi halinde resmi olarak 24 saat devlet eliyle/müftülüklerimiz kanalıyla Kur’an-ı Kerim öğrenebilir, diğer dini bilgileri alabilir. Herhangi bir yasal engel yok. Lakin toplumda milyonlarca Kur’an okuması bilmeyen insanımız var, dini bilileri çok yavan milyonlar var, normalde sıraya girmeleri lazım din öğrenmek için. Ancak bu noktada da yeterli ilgi yok.

Diğer taraftan okullarımızda İmam Hatip Liseleri dışında da din eğitimi imkânı verildi. Zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri dışında seçmeli de olsa Kur’an-ı Kerim, Peygamberimizin Hayatı ve Temel Dini Bilgiler dersleri konuldu. Ancak gel gör ki okullarımızda bu dersler ilgi beklenenin çok altında. Velilerimiz duyarsız. Velilerimizin çoğu sınav merkezli düşünüyor ve kendince çok daha faydalı! olacak, sınavlarda soru çıkacak olan başka dersleri seçiyorlar veya seçtiriliyorlar.

Özetle söyleyecek olursak. Eğitim ailede başlar ailede biter. Okullar eğitimin sadece bir ayağıdır. Bu sebeple aile de bir okul olarak görülmeli. Bizim ebedi hayatımız ahiretimiz için din ihmal edilmemelidir. Din eğitimin içinde mutlaka olmalı. Eğitim besmeleli olmalı. Ders kitaplarımız besmele ile başlamalı Yüce Rabbimiz son vahyi Kur’an’ına “YARATAN RABBİNİN ADI İLE OKU!” diyerek başladı. Bu şu demek: Tüm okumalarınız Allah’lı olsun, besmeleli olsun. Allah’tan bağımsız bir ilim olamaz. Olmamalı. Zira tüm ilimler O’nun eseridir, O’nu anlatır. Bu sebeple ders kitaplarımızdaki Allah’ı yok sayan sözde bilimsel ifadeler ayıklanmalı.

Birileri küçük yaşta çocuklarımızın Kur’an öğrenmesinden, hafızlık yapmasından fena rahatsız oluyor. Olsun. Olmalı zaten. Ama Müslüman asla rahatsız olamaz. Olmamalı. Müslüman din eğitimi ve öğretimi noktasında şuurlu olmalı, geleceğimiz olan yavrularımızı geleceğe hazırlamalı. Bu sebeple çocuğunun okul derslerini takip etmeli, arkadaşları kim bilmeli, küçük yaşta-en azından ortaokul bitene kadar- kesinlikle cep telefonu almamalı. Çocuklarımız televizyon, cep telefonu, tablet ve bilgisayarın esiri olmamalı. Bir sınır konulmalı. Kontrol olmalı. “Saldım çayıra Mevla’m gayıra” anlayışı ile çocuk yetiştirilmez.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz. Anladım