Giresun Haberleri

Haddini Bilmeyene Örnek Had Bildirici Tavır

Bu yazıyı paylaşın

Ömer Nasuhi Bilmen Hocaefendiden haddini bilmeyene örnek had bildirici tavır!

  • Bana bak cahil, ahmak herif, sen beni anlamaktan bile aciz bir zavallısın…
  • Burada kahramanlık yaparsın, yarın Ankara’dan kolundan tutup atılınca yalvarırsın…
  • Ben hayatımda bugüne kadar hiç bir makama talip olmadım, hep matlûp oldum. Sen kendini ne zannediyorsun, ben kendimle iftihar etmem ama bütün ilim camiası beni bilir. Sen bunu anlamaktan bile acizsin…

***

Yıl: 1954

Devir: Demokrat Parti’nin kahir bir ekseriyetle iktidarda olduğu dönem…

***

Rivayet olunur ki, Ömer Nasuhi Bilmen Hocaefendinin İstanbul Müftüsü olduğu yıllarda Başbakan Adnan Menderes’in baş müsteşarı Ahmet Salih Korur İstanbul Müftülüğünü teftişe gelir…

Ömer Nasuhi Hocanın odasında namaz kılınan perdeli (paravan) bir bölüm vardır…

Müsteşar Korur, Hocaefendinin odasına geldiğinde bu paravan dikkatini çeker…

“Bu ne?” diye sorar.

Ömer Nasuhi Hoca:

“Efendim öğle, ikindiyi burada kılmak durumunda kalıyorum” der.

Müsteşar:

“Burası cami değil, burada namaz kılamazsın” diye bağırır, hatta hakaret eder.

Hocaefendi:

“Efendim vazifeyi aksatmayalım diye oluyor” diye aşağıdan alır.

Bu sefer müsteşar perdeyi daha da yükselttikçe yükseltir, bağırdıkça bağırır…

Müftü efendi bakar ki, bu adama idare-i kelam etmeye gerek yok, geçinmek mümkün değil

Birden hocaefendi de celâdete gelir:

  • Bana bak cahil, ahmak herif, sen beni anlamaktan bile aciz bir zavallısın…
  • Burada kahramanlık yaparsın, yarın Ankara’dan kolundan tutup atılınca yalvarırsın…
  • Ben hayatımda bugüne kadar hiç bir makama talip olmadım, hep matlûp oldum. Sen kendini ne zannediyorsun, ben kendimle iftihar etmem ama bütün ilim camiası beni bilir. Sen bunu anlamaktan bile acizsin” der.

Böyle bir karşılık beklemeyen astığı astık, kestiği kestik Müsteşar Bey, bu sözler karşısında neye uğradığını şaşırır… Ve:

“Seni vazifeden atarım” der.

Hocaefendi, buna cevaben:

“Bir kaide-i külliyye vardır, başkasının rızkı ile oynayanın Allah rızkını keser, sen de belânı bulursun” der.

Müsteşar, “Senden daha iyisini bulurum ben” deyince;

Hocaefendi tekrar:

“Tabii bu millet, benden ve siz gibi zalimlerden daha iyisine lâyıktır” diye cevap verir.

***

Bütün müftülük personeli de bu konuşmalara şahit olmaktadır…

Müsteşar Bey, bu konuşmaların akabinde perişan bir halde adeta kaçarcasına odadan ayrılır.

***

O gittikten sonra Hocaefendi, “Getirin bir kâğıt, böyle zalimlerin emrinde vazife yapmak zillettir, istifa edeceğim” deyince;

Orada bulunan sair hocaefendiler:

“Hocam bizim davamızda gâvura kızıp oruç bozmak var mıdır? Sen buradan hiç bir yere gidemezsin” derler ve onların ricaları üzerine istifa etmesi engellenir. (Bu hadiseye merhum Rıza Çöllü Hocaefendinin naklettiği rivayet edilir)

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz. Anladım