Giresun Haberleri

Yarının Adı: Fulbright…

Bu yazıyı paylaşın

Bugün her şeyi bir yana koyup, zaman zaman gündeme girse bile gerçek anlamda yönetenlerin de, yönetilenlerin de kapağını kaldırmadığı, belki de kaldırmaya cesaret edemediği bir sözleşmeyi konuşmak istiyorum sizlerle. İkinci dünya savaşı sonrasında hami değiştiren ülkemize dayatılmıştır o. Bu güne kadar yetmişiki yıldır devam edip gelmektedir.

James William Fulbright, nerdeyse yirminci yüzyıl boyunca yaşamış bir Amerikan senatörüdür. Seçildiği Arkansas eyaleti satın alınan topraklardandır. Bu eyalet Amerikan iç savaşı öncesinde birlikten ayrılarak savaşa konfederasyon tarafında katılmıştır ve o yıllarda Afrika’dan yakalanarak getirilmiş zenci kölelerin zorla çalıştırıldığı geniş pamuk tarlalarıyla bilinir. Bu beyefendiyse Amerika’nın küresel hakimiyet süreçlerine katkı vermiş ‘deve dişi’ insanlardandır. Otuz yıla yakın süren senatörlüğünü uzun yıllar dış ilişkiler komisyonu başkanlığıyla doldurmuştur. Bugün daha çok suç/crime ve şişmanlıkla/obezite dolu Amerikan yaşam tarzını kültür olarak tüm yeryüzüne ihraç eden uluslararası değişim programının mucidi ve kanun teklifinin sunucusudur. Program da onun adıyla bilinir olmuştur.

Bindokuzyüzkırkyedi yılında henüz baba İnönü iktidardayken Amerika ile Türkiye arasında, Ankara veya Washington’da değil, Kahire’de bir kredi anlaşması imzalanır. İki yıl sonra da bu anlaşmaya dayalı olarak geri ödemelerin kullanımına dair yeni bir anlaşma imzalanır. Bu anlaşmanın başlığından içeriğinin anlaşılması asla mümkün değildir. Anlaşma çerçevesinde oluşturulan ‘eğitim’ komisyonu, Türkiye’den Amerika’ya eğitim amaçlı gidecek ve masrafları tamamen Türkiye tarafından karşılanacak insanları tesbit ve takdirle görevlidir. Adı sonraki yıllarda ‘kültürel mübadele’ olarak değiştirilen komisyon bugün de çalışmasını sürdürmektedir.

Bu anlaşma Türkiye adına Faik Zihni Akdur tarafından imzalanmıştır. Arnavutluk doğumlu ve Selanik eğitimli bu çok değerli büyükelçi, Sorbonne Hukuk Fakültesini bitirerek Dışişleri Bakanlığına intisap etmiştir. Güneri Civaoğlu’nun da kayınpederidir. Mezarının nerede olduğunu maalesef bulamadım.

Bugün ülkemizde bir ‘beka sorunu’ varsa bu sorunu yaratan süreçlerden biridir bu anlaşma. Bugün ülkemizde beka sorununa çözüm bulmaya çalışanlar varsa yapacaklarından en öncelikli olanlardan biri bu anlaşmayı feshedip tarihe gömmek ve bu anlaşma kapsamında Amerika’ya gidip gelmeyenleri ve gelip Türkiye’de görev alanları bir bir açıklamaktır. Altıbinbeşyüz civarında olduklarını komisyonun kamuoyuna açık internet sitesinden öğrendiğimiz bu liste Türkiye’de kimin elinin kimin cebinde ya da kimin gönlünün kimin yedinde olduğunu külliyen ortaya çıkaracaktır.

Buyurun..

Sonra Moon’u konuşacağız.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz. Anladım