Online Giresun Platformu
2021 Ocak ayında asgari ücret 2800 TL iken 2 yıl içinde 8500 TL oldu. Bu işverenler açısından korkunç bir maliyet. Ona rağmen bu ücret ile İstanbul’da iki kişilik bir ailenin yaşaması nerdeyse imkânsız hale geldi. Bir taraftan işverenler yüksek maliyetlerle boğuşurken diğer taraftan bu ücreti alanlar da açlık değil ölüm kalım mücadelesi veriyor. Ve bu çarpıklık milyonca insanı direkt etkiliyor.
İnsanlar sadaka ve sosyal yardımla değil onurları ile yaşamak istiyor. Halkımızın sosyal yardımlarla değil onurlu bir yaşam sürdürebilmesi için tedbirler almak zorundayız. Bugün Cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar konut üretildiği halde fiyatların korkunç seviyelere ulaşmasını sadece maliyetlerle açıklamak mümkün değil. Devletin devlet gibi değil AŞ gibi yönetilmesinin (ki bu iddia değil tepedekilerin bizzat hedefi idi) ceremesini çekiyoruz.
Esenyurt’ta Başakşehir’de bırakın daireyi bloklar halinde yabancılara konut satışları oldu. Çoğu kiraya bile vermiyor, denetimsizlik, öngörüsüzlük müteahhit kazansın da nasıl olursa olsun nerden gelirse gelsin toplumsal sonuçları ne olursa olsun sığlığı, vizyonsuzluğu bugün konut fiyatlarındaki olağanüstü pahalılığın sebebi oldu. Fiyatlar aldı başını gitti, dövizdeki yükselmenin çok daha fazlasını milletin sırtına yükleyen fırsatçılarla baş edemedi devlet. Bütün bunları tartışmalı, bu hususta canı yanan insanların sitem ve isyanlarını aklıselim ile karşılamalı, çareler aramalıyız. Milyonlarca insanın bu haklı feryatları vatan hainliği olmadığı gibi kıyıda köşede pusmuş sesini hiç çıkartmayanların suskunluğu da vatanseverlik değil bunu iyi ayıralım. Canına tak etmiştir feveran eder bağırıyordur vatanseverlikte seni beni ona katlar, susuyordur ağam paşam çekiyordur ama rüşvetçidir, avantacıdır, yancıdır, yandaştır, rantiyecidir. “Reis, bu vatan için kefen giyeriz” diyen asker kaçağı, vergi kaçakçısıdır bilemeyiz. Bakın bu millet açlığa susuzluğa yokluğa alışıktır ama vatan hainliği, kuru soğan için devleti mi satacaksın gibi sakil ve aşağılık suçlamaları kaldıramaz. Üslûp önemli. Her isyan eden hain değildir, her alkışlayan da dava adamı değildir, geçin bunları.
Hz Peygambere bir gazası sırasında “filanca şehit oldu” diye haber gelmiş. Efendimiz “o şehit olmadı çünkü tek derdi hurma bahçelerini korumaktı” diye cevap vermiş. Bu şekilde baktığımızda o ölen mundar olurken belki de evinde yaşlı annesine bakmak için savaşa bile gidemeyen o ölenden daha makbuldü.
Bu hassasiyetleri gözeterek siyasi bir dil ve üslup kullanmak zorundayız güzel dostlar. Hiçbir şey sadece göründüğü gibi değildir.
*Mücahit Kaymakçı Serbest Muhasebeci Mali Müşavir