Giresun Haberleri

Karne Günü

Bu yazıyı paylaşın

Çocuklarımızın karne günü geliyor. Bir dönemin semeresinin alınacağı gün. O gün talebelerimizin dönem boyunca derslerine gereken ehemmiyeti verip vermediği karnesine yansıyan notlardan anlaşılacaktır. Ancak karnenin nasıl olacağı şimdiden üç aşağı beş yukarı bellidir. Herkes kendini bilir. Herkes aldığı notlardan haberdardır. Sıra bunların resmiyete dökülüp talebenin eline verilmesine geldi. O gün bazıları sevinecek ve karnelerini herkese göstermek isteyecek, bazıları da üzülecekler ve karnelerini kimseye göstermek istemeyecekler.

“Karne” girişinden sonra gelelim esas meseleye. Aslında bir Müslüman için hayat baştan sona imtihandır. Ölüm ve hayat hangimizin daha güzel kulluk yaptığının tespiti için var edilmiştir. (Mülk 67/2)Yaşadığımız bu hayatın hesabını mahşerde vereceğiz. Hesaba çekileceğiz. Hem de peygamberler dâhil. ( A’raf7/6) Buluğ çağından ölünceye kadar hayatımız 7/24 kayıt altına alınıyor. İster farkında olalım ister olmayalım. Yaratıcımız yaratıp bir kenara çekilmemişi kullarını devamlı gözetmektedir. (Facr 89/14) Herkes için özel iki görevli melek görevlendirilmiş, bu iki melek devamlı kayıt yapıyor.(Kaf 50/17-18, İnfitar 82/10-12) ) Hulasa biz yaşarken bize ait tüm veriler toplanıyor. Büyük mahkemenin delil klasörleri burada yaşarken hazırlanıyor. Ona göre yaşamak lazım. Mahşerdeki pişmanlık boşunadır. Pişmanlık burada olacak.

Bu delil klasörleri büyük mahkemede yargılanırken önümüze serilecekler. Yargısız infaz yok yani. “Oku kitabını” denilecek bize. (İsra 17/13-14) Zira bu kitap bizim kitabımızdır. Dünyada yazdık, yazdırdık. “…Her topluluk kendine ait kitabın başına çağrılacak, o gün yaptıklarınızın karşılığını göreceksiniz. ‘Bu, size gerçeği söylemekte olan kitabımızdır, biz bütün yaptıklarınızı kaydetmekte’ idik denilecek.” (Casiye45/28-29) İşte o kitap şimdi önümüzde. İşte bu kitap ya da bu karne bizi acaba cennete mi götürecek cehenneme mi?

Burası ekme yeri ahiret biçme yeridir. Dünya ahiretin tarlasıdır. Ne yaparsak karşımıza o çıkacak. Yargılanacağız mahşerde ilahi huzurda.

Kimileri  (kitabını sağdan alacaklar)karnesini görünce sevincinden havaya uçacak adeta. Zira karnesi hep pekiyidir. Sevincinden şöyle der: “Alın işte kitabım, okuyun”  (Hakka 69/19) Aslında böyle bir sonuçla karşılaşacağını üç aşağı beş yukarı tahmin etmektedir. Tıpkı karneden evvel talebenin kendi durumunu üç aşağı beş yukarı bilmesi gibi. ”Doğrusu ben, böyle bir hesapla karşılaşacağımı zaten bekliyordum” (Hâkka 69/20) diyecek.

Kimileri de kitabını soldan alacaklar ve “keşke bana kitabım verilmeseydi de hesabımın ne olduğunu bilmeseydim. Keşke ölüm her şeyi bitirseydi, ölümle her şey son bulsaydı “(Hâkka 69/25-27) diyecekler.

Ve bu kimseler kitaplarından/karnelerinden korkacaklar. “… vay halimize! Bu nasıl kitapmış! Küçük-büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş” diyecekler. Aslında o kitabı biz yazdırdık. Şaşmamak lazım. Rabbimiz durduk yere uydurmamış. Zira Allah kimseye haksızlık etmez. (Kehf 18/49)

Özetle; hayat akıp gidiyor, tükeniyoruz. Hayatımızın hesabı bize mutlaka sorulacak. Hesabı kitabı iyi yapmak lazım. Eğer cennet istiyorsak bu yolda çaba harcamak lazım. Emeksiz olmaz. Tesadüfen cennet yok. Bütün bunların muhasebesini dünyada yapmadan ölmemek lazım.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz. Anladım