Giresun Haberleri

Ülke Siyaseti*

Bu yazıyı paylaşın

Günümüzde nerede ise her türlü işlemi dijital uygulamalar üzerinden yapabiliyor ve teknoloji her alanda kendisini hissettiriyor fakat bir alan tabu gibi oraya giremiyor oda; Siyaset!

“Siyasi partilerin merkezi ve yerel yönetimlerin karar ve uygulamaları dijital ortama aktarılıp şeffaflaştırılamıyor!” bu çağda artık birçok eski uygulama anlamını yitirdiği gibi, siyasetin toplumun ihtiyaçlarını görmüyor görmediği gibi siyasi partileri birer özel yönetilen topluklara dönüşüyor.

Ülkemizde yeni anayasa konuşulurken hala seksen darbesinden kalma siyasi partiler ve seçim kanunu yürürlükte. Parti genel başkanlarına sınırsız yetki verene hazine yardımı ve baraj gibi bir ton garabetin olduğu bu iki kanuna itiraz eden bile yok! Bu kanunlar ortada dururken anayasa demek yaşanan ekonomik krizden dikkati çekmek anlamına geliyor. En azından anayasa görüşmeleri altında partilerin görüşmesi bir demokratik kazançtır!

Üyelerin seçtiği delegeler, delegelerin seçtiği yönetim kurulları; bazen sesi çok çıkanın görev aldığı, hitabet ve belagati yâda hamaseti kuvvetli olanın önde gittiği, siz bilirsiniz efendim, siz bu konuların uzmanısınız ya da risk almayı seven kumar oynar gibi olursa olsun olmazsa olmaz diye başlayıp siyasette yer edinenler, lider övücüler karşısında değerler üzerinden hareket eden menfaati için uygulamalara itiraz etmeyenlerin yerine itiraz eden siyasiler maalesef günün reel siyasetin de yer bulmaları imkânsız hale geliyor. Belli birikimi olan ve ilkeli insanlar bu kitlenin karşısında durabilir mi?

Denetleme, oylama ve seçimde teknolojinin çok rahat kullanılabileceği halde ve seçtiklerinizi çok rahat beş yıl takip edip sorgulayabileceğimiz bir sistem oluşturabilecekken, beş yıl hiçbir şey yapamadan takım tutar gibi noter gibi sandığa gidip onay vermek hesap soramamak bu gün önümüzdeki en büyük engeldir. Bu engelinde en büyük sebebi her şeyi kontrol etmek isteyen güç ve tek başına yönetmek arzusudur. Oy veren bir şekilde denetleme sisteminin dışına itiliyor ve ona 5 yıl sonra bir oy hakkı geliyor. O oyda türlü şantaj tehdit ve korkuyla alınmaya çalışılıyor!

Çok seslilik siyasi partilerin kapısından geçen en zor şeydir. Tüm partilerin istediği ister göründüğü ama arka planda tahammül edemediği bir durumdur çok seslilik!  Finansman şeffaflığı olmayan siyasetin mafya para trafiğinden ne farkı kalıyor! Üyelerin maddi bedel ödemediği hiçbir hareket şeffaf olamaz ve hesap sorulamaz. Sadece insan direkt verdiği bedelin hesabını soruyor ve bu tür uygulamalar ise il, ilçe, genel merkez dâhil siyasetse geniş katılımın ve tabanın önünde en büyük engellerden birini oluşturuyor.

Ülkenin tüm il ve ilçelerinde merkezi yönetim gibi teşkilatlanma tüm ileri demokrasilerde yokken bizde hala mecbur tutulması birçok gereksiz bina araç gerece kira ve bedel ödenmesi bu kadar pahalı bir maliyet ve siyaset ister istemez siyasette “nerden buldun” konusunu gündeme getiren siyaset yapmak istediği halde geliri olmadığı için yapamayan bir kitleyi oluştururken, tam tersi maddi kaygısı olmayanlar için bir sosyal oyun ve statü oluşturma alanına çok kısa bir sürede dönüşebiliyor.

Siyasetini yüksek maliyeti nedeniyle gençlerin ve kadınların gereği gibi siyasete katılımı mümkün olamamaktadır. Siyasi partilerin bünyesinde oluşturulan gençlik ve kadın kolları ise tamamen kaldırılması gereken yapılardır. Kadınlarda gençlerde oy kullandıklarından eşit bireydir ayrı bir örgütlenme ise gereksiz bir külfettir.

Artık adına “siyaset esnafı” da diyebileceğimiz ayrıcalıklı bir sınıf oluşmuştur. Aileden siyasetin içinde olan, soy isim ve aşiret gibi ağırlıktan kendisine imtiyaz oluşturan ve hayatı boyunca siyasetten başka hiçbir iş yapmamış ya da siyaseti perde yapıp arkadan ticaret, yolsuzluk takipçilik yapan bu “siyaset esnafına” ek olarak para ve finans sağlayan kişiler ise adeta siyasetin sahibi gibi hareket etmektedir. Bu insanları ölene kadar siyaset ve odalar sivil toplum kuruluşlarını adeta işgal etmektedirler.

Maalesef halkımız teknolojinin kullanılacağı bir siyaset değil “karizmatik liderlik” peşinde koşmakta, iktidarda olan bu liderlerde tüm siyaseten alanını doldurup en küçük bir muhalefet hareketine bırakın yaşam alanı bırakmaya nefes alma alanı bile bırakmamaktadır.  Bu tarz liderler özgün muhalefeti değil kendi güdümü altında bir muhalefeti tercih etmektedir.

Bu yüzyılda hala 1960 ve 1980 anayasası ile yürüyen Türk siyaseti teknolojiye kapılarını açmıyor örgütlenme hakkını hala Ankara’da genel merkez bulunma şartı koyan dijital toplanma ve teşkilatlanmaya kapılarını kapatan bina veya salon kirası, yeme, içme, ulaşım, kırtasiye, kira gibi birçok gereksiz maliyetin altında boğulan partiler ve bu maliyete ayak uyduramayan sessiz çoğunluk ve geniş halk kitlerini siyasetin dışına itmekte ve katılımcı bir demokrasinin gerçekleşmemesinin en önemli etkenlerinden biridir.

Bu durumda da siyaset belli zümrelerin, ağzı laf yapan hatiplerin, soyadı ve aşiret, parası olanların tekelinde var olan yerel yönetimlerin partileri finanse ettiği bir yapıdan ileri geçmiyor ki geçtiğimiz yerel yönetimler seçiminde bunu yaşadık.

Bundan “siyasetin ağaları” hiçbir şekilde şikâyet etmemekte ve beş yılda bir oy kullanan kişiyi mühür basan robot gibi görmektedir.

*Bayram Ali Akyüz / Siyasetçi Yazar

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz. Anladım