Giresun Haberleri

Deprem Hocası Okan Tüysüz’den Önemli Açıklamalar

Bu yazıyı paylaşın

İstanbul Rumeli Üniversitesi’nde, Prof. Dr. Okan Tüysüz’ün konuşmacı olarak katıldığı, ‘’Deprem ve Türkiye’’ konulu seminer Zoom ve YouTube üzerinden gerçekleşti. Seminerde Prof. Dr. Tüysüz önemli açıklamalarda bulundu.

Ä°stanbul Rumeli Ãœniversitesi’nde gerçekleÅŸtirilen seminerin açılış konuÅŸmasını Öğretim Görevlisi Güler Büyükyılmaz yaptı. Yılmaz konuÅŸmasında, “Türkiye’nin coÄŸrafyası, yapısı ve iklim özelliklerinden dolayı doÄŸal afetlere en çok maruz kalan ülkelerden biri olduÄŸunu” belirtti. GeçtiÄŸimiz yıllarda yaÅŸanan depremlerin çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine, binaların hasar görmesine ve yıkılmasına neden olduÄŸunu vurgulayan Yılmaz, “1999 yılındaki Marmara depreminin yol açtığı yıkımın hala hafızalarda taze olduÄŸunu, 6 Åžubat 2023 tarihinde ise KahramanmaraÅŸ ve çevre illerde bir deprem yaÅŸandı. Deprem konusunda farkındalığımızı asla kaybetmemeliyiz. Bu semineri düzenleyen üniversitemizin SaÄŸlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu hocalarına tek tek teÅŸekkür ediyorum” ÅŸeklinde konuÅŸmasını tamamladı.

Seminerde, konuÅŸmacı olarak yer alan Prof. Dr. Okan Tüysüz, sunumuna levhaların doÄŸası hakkında bilgi vererek baÅŸladı. Tüysüz; ’Dünyamızın dışı, tek bir parça deÄŸil; birçok parçadan oluÅŸmaktadır ve bu parçalara levha adı verilmektedir. Levhalar, alttan gelen hamurumsu malzemenin etkisiyle farklı yönlere zorlanmaktadır. Dünya üzerinde 7 büyük ve çok sayıda küçük levha bulunmaktadır. ÖrneÄŸin, Afrika’nın kenarında yaÅŸayan bir kiÅŸi ile Güney Amerika’nın bir kenarında yaÅŸayan bir kiÅŸi, net olarak ölçüldüğünde senede yaklaşık olarak birbirlerinden 10 cm kadar uzaklaÅŸmaktadırlar. Benzer ÅŸekilde, Japonya’da yaÅŸayan bir kiÅŸi ile Kuzey Amerika’da yaÅŸayan bir kiÅŸi de senede 10-12 cm kadar birbirlerine yaklaÅŸmaktadırlar. Ancak, insan gözüyle yılda 10 cm veya yılda milimetre cinsinden bu hareketleri görmek mümkün deÄŸildir” dedi.

‘’Depremler ve volkanlar, ayaklarımızın altındaki dünyanın cansız bir varlık olmadığını gösteriyor.’’

Prof. Dr. Okan Tüysüz, dünyanın yüzeyinin cansız bir nesne olmadığını vurgulayarak ÅŸunları söyledi: “Volkanlar aniden püskürmeye baÅŸlar, birkaç gün veya birkaç ay boyunca faaliyet gösterir ve sonra durur. Bu, çok hızlı bir harekettir. Yer yüzeyinin altından gelen lavın yüzeye çıkarak katılaşıp taÅŸlaÅŸtığını gözlemleyebiliriz. Depremler ise bazen saniyeler içinde, bazen de dakikalar içinde meydana gelir. Yer yüzeyinin bir parçasını alır ve baÅŸka bir yöne iterek aniden ortaya çıkar, ardından yavaÅŸ yavaÅŸ yatışır ve kaybolur. Bu iki hızlı olay, dünyanın cansız olmadığını, yaÅŸayan bir varlık olduÄŸunu ve bu yaÅŸayan varlığın yavaşça hareket ettiÄŸini, zaman zaman deprem veya volkan gibi hızlı olaylarla sonuçlandığını göstermektedir.” 

‘’Depremler belli aralıklarla tekrarlanan doğal olaylardır.’’ 

Prof. Dr. Okan Tüysüz, levha hareketlerinin kayalara uyguladığı stresin bir bölümüne karşılık gelen bir yamulma oluştuğunda, bu yamulmanın zamanla artarak kırılmaya neden olduğunu açıkladı. Bu kırılma sonucunda iki fay bloğu oluşur. Bu oluşan kırıklara fay denir ve bu mekanizmaya deprem denir. Bir fay oluştuktan sonra, iki blok birbirine sürtünerek duracaktır. Gelecekteki depremler, bu sürtünme kuvvetinin aşılmasıyla gerçekleşecektir. Bu nedenle, depremler genellikle aynı yerlerde tekrarlanır. Yani bir yerde deprem meydana geldiyse, gelecekte de aynı bölgede deprem olması muhtemeldir.

‘’Büyük depremlerin temel nedeni, fay hatlarının hareket etmesidir.’’ 

Prof. Dr. Okan Tüysüz sözlerine şöyle devam etti:’’ “Bir fay kırıldığında, sürtünme veya kırılma nedeniyle ortaya çıkan ses dalgaları deprem dalgaları olarak yayılır. Bir deprem olduÄŸunda üç temel dalga ortaya çıkar. Ä°lk olarak P dalgası gelir; bu çok hızlı bir dalgadır ve genellikle hasara yol açmaz. Ancak, çok yakınsanız, ayaklarınızın altında bir balyozla vuruluyormuÅŸ gibi hissedebilirsiniz. Ardından S dalgası gelir, bu biraz daha yavaÅŸ ilerler ve P dalgasından daha sonra ulaşır. Son olarak, yüzey boyunca yayılan Yüzey dalgaları gelir. Bu dalgalar en fazla hasarı verir. Bu üç dalga türü, kayalar içinden farklı mekanizmalarla geçer ve en fazla hasarı Yüzey dalgaları oluÅŸturur.”

“Anadolu’da neden deprem olur?” sorusuna cevap veren Prof. Dr. Okan Tüysüz, Türkiye’deki depremlerin iki büyük fay hattından kaynaklandığını ifade etti. “Türkiye’deki depremlere baktığımızda, Türkiye’yi etkileyen iki büyük fayın olduÄŸunu görürüz” diyen Tüysüz, ÅŸunları söyledi: “Bunlardan bir tanesi en güneyde Kızıl Deniz’de baÅŸlar ve DoÄŸu Anadolu Fayı’na (EAFZ) kadar uzanır. Bu fay, Bingöl Karlıova’dan baÅŸlayarak, Karadeniz’e paralel bir ÅŸekilde Niksar, Erzincan, Tosya, Çankırı, ÇerkeÅŸ’i geçerek Marmara Denizi’ne ve Edremit Körfezi’ne uzanır. Toplamda 1600 km boyunca uzanan bu faylar önemlidir.”

“Anadolu’da daha kısa fay hatları da bulunmaktadır, özellikle Ege bölgesinde ve Anadolu’nun iç kesimlerinde” diyen Tüysüz, “Bütün bunlar, Anadolu’da depremlerin neden oluÅŸtuÄŸunun cevaplarıdır. EÄŸer bir bölgede aktif bir fay varsa, orada deprem olur. Bu bölgede geçmiÅŸte depremler meydana gelmiÅŸtir ve gelecekte de olacaktır” ÅŸeklinde açıkladı. 

Depremlerin önceden bilinmesi mümkün değildir.

Prof. Dr. Okan Tüysüz, depremler konusunda bilinmeyenlerin hala çok fazla olduÄŸunu belirterek ÅŸunları söyledi: “Depremlerin, faylar tarafından oluÅŸturulduÄŸunu biliyoruz ve bu fayların boyutları 10 km’den 500 km’ye kadar ulaÅŸabilir. Ãœlkemiz için bu fayların derinliÄŸi genellikle 7 ile 15 km arasındadır. Dünya genelinde daha derin faylar da bulunmaktadır, ancak bu derinlikteki sıcaklık, basınç, fay düzlemlerinin sürtünme ÅŸekli, fayın geometrisi, kaya davranışı, geçmiÅŸte biriktirilen stres miktarı ve etkili olan kuvvetler gibi birçok faktörü tam olarak bilmiyoruz. Sadece dolaylı tahminlerde bulunabiliyoruz. Bu nedenle, depremler konusundaki bilgilerimiz henüz çok sınırlıdır. Bu durum sadece ülkemiz için deÄŸil, dünya genelinde de geçerlidir. Depremin önceden bilinmesi mümkün deÄŸildir. Her depremde yeni ÅŸeyler öğreniyoruz ve her öğrendiÄŸimiz bilgiyi deprem tehlike haritasına yansıtıyoruz. Åžu anda yeni bir harita için çalışmalar devam ediyor ve muhtemelen 2025 yılında yeni bir deprem tehlike haritası yayınlanacak.’’

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz. Anladım