Giresun Haberleri

Milletvekili Gezmiş; Depremin Yaraları Sarılmadı…

Bu yazıyı paylaşın

CHP Giresun Milletvekili, TBMM Divan Kâtip Üyesi Elvan Işık Gezmiş, deprem ve ilaç konusunda basın toplantısı yaptı. İktidarın depremzedelere karşı duyarsız kaldığını, Sağlık Bakanlığı’nın da ilaç sorununu çözmediğini dile getirdi.

CHP Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş “Deprem olduğunda erken müdahale olsaydı can kaybı bu kadar fazla olmayabilirdi. Depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen yaralar da sarılmış değil” dedi.

Gezmiş, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, hem depremin yıl dönümünde gittiği Gaziantep izlenimlerini ve de eczacı bir milletvekili olarak ilaç sorunlarını dile getirdi. Milletvekili Elvan Işık Gezmiş depremzedelerin evsiz, barksız ve çaresiz olduğunun altını çizerek; “Sağlık sorunlarının da had safhada” hastalık risklerinin çok fazla olduğunu söyledi ve şunları dile getirdi:

İktidar Adalet Önünde Değilse de Vicdanlarda Mahkûm Olmuştur

Depremin yıl dönümünde, depremi yaşayan yaralı kentlerden biri olan Gaziantep’teydim. Gözlemlediklerim maalesef çok üzücü. Can kayıplarının acısı çok derin ve yaralar sarılmış değil. Kime dokunsan acı, keder, yas var. İnsanlar evsizliğe ve çaresizliğe terk edilmiş durumda. Ülkeyi yöneten iktidar görev ve sorumluluğunu yerine getirmiş olsaydı, bir yıldır kanayan yara bir nebze de olsa iyileşirdi. Maalesef duyarsız kaldılar. Hem deprem olduğunda müdahale gecikti, günlerce ulaşılamayan yerleşim birimleri oldu. Kayıplar çoğaldı, hem de sorasında gerekenler yapılmadı. Konut sözü verildi, 1 yıl geçmiş olmasına rağmen sözler tutulmadı. Deprem bölgesinde insanlar evsiz, barksız, sağlıklı olmayan şartlarda yaşamak zorunda kalıyorlar. Bu duyarsızlığı ile iktidar adalet önünde olmasa bile vicdanlarda mahkûm olmuştur.

Son günlerde kendilerine oy vermeyen bölgelere, hizmet götürmeyeceklerini ima eden konuşmalar Türk demokrasi tarihine kara leke olarak geçecektir. Hepimizin bildiği gibi bu tür felaketlerde devletin en temel görevi yurttaşını sarıp sarmalamaktır. “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” sözü esastır”

“İmar Affından Vazgeçilsin. Deprem Vergileri Amacına Uygun Harcansın”

Diğer yandan; ülkemiz deprem riskinin her zaman var olduğu bir coğrafyadadır. Kentleri olası depremlerden korumak için imar yasaları dikkatle uygulanmalıdır. Olası bir depreme karşı önlem amacıyla alınan “deprem vergisi” uygulaması ülkemizde uygulanmaktadır. Yıllardır alınan deprem vergileri gördük ki doğru yerde kullanılmamış.  Bu vergiler nerede, nereye harcandı?

Kızılay’ın bile çadırları parayla sattığı bu deprem de, deprem vergilerine ne amaçla kullanıldığını öğrenmek istiyoruz? Deprem kuşağında olan ülkemizde güvenli kentler oluşturmasını, deprem vergilerini amacına uygun kullanılmalı imar affından vazgeçmeli, insan yaşamına saygı duyulmalıdır”

“İlaç Sorunu Toplum Sağlığını Tehdit Ediyor”

Milletvekili Elvan Işık Gezmiş, ilaç sıkıntısına da değinerek; Eczacı bir milletvekili olarak diyorum ki, geldiğimiz noktada ilaç sorunu artık toplum sağlığını tehdit eder boyuta ulaştı” ifadelerini kullanarak şunları söyledi: “Muayene ücretleri, ilaç katkı payları ve raporlu ilaçları alırken dahi yüksek fiyat farkları çıkması hastalarımızın ilaca erişimini gün geçtikçe daha çok zorlaştırıyor. Eczacılarımız hastalarımızın mağduriyetini en çok farkında olan meslek grubudur. İlaca ulaşamayan, ulaşabildiğine yüksek farklar ödeyen yurttaşlarımızın haklı tepkisine istinaden şunu söylemek isterim ki bu sorunlar Sağlık Bakanlığı’nın soruna uzak yaklaşımı ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun uyguladığı yanlış ilaç politikasından kaynaklanmaktadır. Yaşanan ve derinleşen ilaç krizi sürecinde tüm yurttaşlarımızı bu sorunların kaynağı hakkında sektör temsilcilerini uyarma görevimizi de eksiksiz yerine getirdiğimizi vurgulamak istiyorum. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ödeme listesinde yer alan 8 bin 827 ilacın 3 bin 393’ü için hastalarımız fiyat farkı ödemektedirler. Antibiyotikler, kanser ilaçları, ağrı kesiciler, tansiyon ilaçları, mide ilaçları, kalp ilaçları, kolesterol ilaçları, ateş düşürücüler, diyabet, epilepsi ilaçları, psikiyatri ve Alzheimer ilaçlardan fiyat farkı çıkmaktadır. Başta emeklilerimiz olmak üzere yurttaşlarımız bu durumdan olumsuz etkilenmektedir. Yurttaşlarımızın daha fazla mağdur edilmeden tedbirler alınmasını talep ediyoruz.

Emekli maaşı alan vatandaşımızın ilaca erişimi her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. Bir kutuda 500 TL 3 aylık tedavide 3000 TL ye varan fiyat farkı çıkan kronik ilaçlar mevcuttur. Bir kutu çocuk ağrı kesici şurup fiyatında bile 74 TL’ye varan fiyat farkı çıkmaya başladı. Geldiğimiz süreçte kriz giderek artmaktadır. Önemli bir yabancı ilaç üreticisi geçtiğimiz haftalarda ecza depolarına gönderdiği bir yazıda; koah, epilepsi, Alzheimer, migren ve göz hastalarının kullandığı kritik 14 ilacın satışını tamamen sonlandırdığı bilgisini paylaştı ve buna gerekçe olarak yüksek kur farkını gösterdi. Bu tablo hastalarımızı daha büyük bir sorunla karşı karşıya bırakıyor. Çünkü ilaçlardan bazılarının Türkiye’de eşdeğeri de bulunmuyor. İlaçta geçerli Euro kuru (17,55 TL) gerçek Euro kurunun nerdeyse yarısı kadar, bu da birçok ilacın teminini imkânsız hale getirdi.

Unutulmamalıdır ki sağlık en temel haktır ve anayasamızda “devlet sağlık hizmetlerini herkesin beden ve ruh sağlığını koruyarak hayatını sürdürebileceği şartları sağlamakla yükümlüdür” der.

“Sağlık Alanında Her Branşta Atama Yapılmalı”

Milletvekili Gezmiş ayrıca Sağlık Bakanlığı’na öneride bulunarak, her branşta atama yapmasını talep etti ve şunları dile getirdi: “Geçtiğimiz hafta Sağlık Bakanlığı’nda yeni atamalar yapılacağı duyuruldu. Her branşta personel eksikliği bulunmaktadır. Üniversitelerin sağlık bölümlerinden mezun yüz binlerce gencimiz atanamıyor. Çünkü bu bölümler için yeterli kadro tahsisi yapılmıyor. Bu bölümlerin mezunları katlanarak işsizler ordusuna katılıyor. Yine kendi sektörümden örnek vermek gerekirse 25 bin Eczane Teknikerine bu dönem atamalarında kaç kadro tahsis edildi? Bu mezunlara Sağlık Kurumlarında ihtiyaç yok mu? Varsa neden kadro açmıyorsunuz? Diyetisyenler, Diyaliz Teknikerleri ve pek çok sağlık bölümü mezunu umutsuzlukla atanmayı beklemek zorunda kalıyorlar. Çünkü atama yok, kadro yok. Bir de söz verildiği halde taşeron sağlık çalışanları personelin kadroya geçişlerini bir an önce yapılması gerektiğini huzurunuzda tekrar dile getirmek istiyorum”

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz. Anladım