Giresun Haberleri

Alucra İlçemizin Kültürel Değeri; Yahya Palavar

Bu yazıyı paylaşın

Alucra ilçemizin kültürel değerlerinden olan Yahya PALAVAR adını sanırım birçoğumuz duyduk. Lakin onu farklı kılan özelliklerinin farkında değiliz.

Yahya Palavar tarafından hazırlanıp sunulan “Alucra Belgeseli” yayınlanmasının ardından programın içeriğinde bulunan “Oğlak Kebabı”  Gastronomi programlarının ilgi odağı oldu. Alucra Belgeseli ile gün ışığına çıkan Oğlak Kebabının coğrafi işaret olmasının yol güzergâhını çizilmesine Yahya Palavar vesile olmuştur. Daha birçok güzel meziyetlere sahip Yahya PALAVAR kimmiş, neler yapmış gelin hep birlikte öğrenelim

Yahya PALAVAR/ Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

1964 yılında Alucra’nın Elmacık köyü doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Ordu’da yaptıktan sonra 1986 yılında Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olarak ilk görev yeri olan Mardin Lisesi’ne atandı.

“Üç yıllık mecburi hizmetim biter bitmez hemen kaçarım.” diye korkarak göreve başladığı medeniyetler beşiği bu kadim şehrimizde nice anılar biriktirerek tam yedi yıl severek görev yaptı.

“Bir gelen pişman, bir de giden pişman olur.” denilen ve yüreğinin yarısını bırakarak hüzünle ayrıldığı Mardin’den bugünkü Sosyal Bilimler Lisesi diye bilinen Ordu Anadolu Öğretmen Lisesi’ne tayin oldu. 18 yıl görev yaptığı bu okuldan 2013 yılında Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne tayin oldu.

Çeşitli gazete ve dergilerde şiir, deneme, makale, araştırma, eleştiri ve gezi yazısı türünde yazılar yazan hemşerimiz bu okuldaki aktif görevine devam etmektedir.

Ordu Valiliği ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından İl Milli Eğitim Müdürlüğü Ar-Ge biriminde yaptığı başarılı çalışmalardan dolayı “Üstün Başarı Belgesi” ve aylıkla ödüllendirilen hemşerimiz, 2011 yılında Öğretmenler Günü nedeniyle Ordu ilini temsilen Ankara’da “81 İlden 81 Öğretmen” le birlikte dönemin Milli Eğitim Bakanı, Başbakanı, Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından kabul edilmiş olup Çankaya Köşkü’nde öğretmenlerin onuruna verilen yemekte bizzat kendi masasına davet edilen dört öğretmenden biri olmuştur.

“Büyük Masa” diye adlandırılan bu masada dönemin Milli Eğitim Bakanı, Ankara Valisi ve Cumhurbaşkanı’nın eşinin yanı sıra Van depremini yaşayan öğretmenimiz, Türkiye’nin en genç ve en yaşlı öğretmeni ile Ordu’yu temsilen hemşerimiz Yahya Palavar’ın ağırlandığı yemekte özel sohbet ve bilgi alışverişinde bulunulmuştur.

TV52 ve ALTAŞ TV serüveni

33 yıllık edebiyat öğretmeni olan ve “Ordu Şairler ve Yazarlar Birliği” ORŞAYAB üyesi de olan hemşerimiz, Ordu’nun yerel ve köklü iki tv kanalı olan TV52’de “Renkler ve Simalar”, ALTAŞ TV’deki “Âb-ı Hayat” adlı edebiyat, kültür, sanat ve spor içerikli programlara da imza atmıştır.

TV52’de sunduğu “Renkler ve Simalar” adlı programıyla Ordu’nun yetiştirdiği, edebiyat, kültür, sanat ve spor alanlarındaki değerleriyle programlar yapmıştır.

İşte o programlardan bazıları:

TV52’deki ilk programını “Halil İbrahim” ve “Yolun Sonu Görünüyor” gibi meşhur türkülerimizin de söz yazarı olan Ordulu şair ve söz yazarı Dursun Ali Akınet ile yapmıştır.

Programlarında ve program konuklarından bazıları şunlardır: Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri, Türkiye, Avrupa ve Dünya Şampiyonu olan güreşçilerimiz Muharrem Demireğen ve Recep Kara ile “Güreş sporu, güreşin kültürümüzdeki yeri ve önemi”

Orduspor’un 1980’lerdeki efsane kadrosu ile 1088 dakika gol yemeden Avrupa’nın en az gol yiyen kalecisi ünvanını elinde bulunduran merhum Öner Piroğlu anısına gerçekleştirilen vefa gecesi,

Ordu’nun yetiştirdiği şair ve yazarlardan Tevfik Karabulut, Necati Kırış, Musa İşleyen, Erol Akkuş, Fehmi Yener, Fuat Huysuz, Hicran Tercan Aktürk, Yekta Aydın gibi şair ve yazarlarımızla şiir ve edebiyat üzerine sohbetler,

Yine, Bedirhan Gökçe, Sinan Yağmur ve Ali Erkan Kavaklı gibi sanatçılarla sanat ve edebiyat üzerine sohbetler,

Ordu’nun yetiştirdiği müzisyenlerden olan Şener Gök, Ata Bahri Çağlayan, Yüksel Kaytaz, Zülküf Baştürk gibi sanatçılarla,

Ordu Valisini, Kütüphane Müdürünü, Kültür Müdürünü, Ordu Üniversitesi Rektörünü, Ordu, Ünye, Fatsa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanını,

Ordu’nun kültür ve sosyal hayatına renk katan birçok sivil toplum kuruluşu yöneticilerini de programında konuk olarak ağırlayan hemşerimiz, en çok da TV52 televizyonu adına hazırlayıp sunduğu “Alucra Belgeseli” ile takdir toplamıştır.

“Alucra Belgeseli”

Öğretmenimiz bu belgesel fikrinin ortaya çıkış sebebini şöyle anlatıyor: “Bir gün Yalı Camii’nin önünde çay içerken tv program yapımcısı bir arkadaşım, “bana 10 milyar liralık bir sponsor bulabilirsen bir Alucra Belgeseli hazırlayabilirim” demişti. Sohbet arasındaki bu ifade hem hoşuma, hem de zoruma gitmişti. Hoşuma gitti çünkü memleketim adına bir belgesel hazırlanacaktı. Zoruma gitti çünkü bir ton para istiyor adam. Bu duygularla mücadele ederken memleketim adına bir program hazırlama fikrine zemin hazırlaması bile beni heyecanlandırmıştı o anda.

Tabii bu sohbetten üç yıl sonra “TV52” televizyonunda bir kültür sanat programı yapabilir misin Yahya?” diyen dönemin İl Milli Eğitim Müdür Yard. Hemşerimiz Ömer Demiröz’ü de saygıyla anmadan geçemeyeceğim.

Hiç düşünmeden “Evet, yapabilirim tabii ki Hocam!” diyerek resmi izin işlemlerini hallederek hemen program yapımı için araştırmalara başladım.

Bizzat gördüm ve hissettim ki çok zor bir süreç beni bekliyordu ama bu bir fırsattı ve bu fırsatı kültür-sanat adına değerlendirmeliydim.

Hiçbir kültürel değeri olmayan sıradan programların prim yaptığı bir dünyada sanat adına ortaya çıkmanın zorluğunu iliklerime kadar hissettim ama seçkin konuklarımla öyle güzel programlara imza attık ki, hem kendime güven geldi hem de Ordu adına çok renkli simalarla tanışmış oldum “Renkler ve Simalar” ile.

Bu programların ilgi ve takdir görmesi dolayısıyla TV52’nin Genel Müdürü Ali Aydın’ın: Hocam Ordu’da çok sayıda Alucralı arkadaşımız yaşıyor. Çok sevdiğim arkadaşlarımda var.

Neden Alucra Belgeseli tarzı bir program yapmıyorsun?

“Neden olmasın Ali Bey?” diyerek heyecanla kolları sıvadım. Öncelikle ekip arkadaşlarımı oluşturup konuşarak onlarla bir yol haritası hazırladık.

Başta, dönemin Alucra Kaymakamı Hacı Arslan Uzan Beyefendi, Elmacık köyü muhtarı Mustafa Polat, Fevzi Çakmak köyü muhtarı Sıtkı Kaptı,  Subaşı köyü muhtarı Halil Tütüncü, Boyluca köyü muhtarı Yakup Göze, Aktepe köyü muhtarı Aziz Saraçoğlu’na ve İlyas Koyuncu’ya, Alucra Merkez Mesudiye Mahallesi muhtarı Aytaç Bodur ve Alucra’mızın sevilen simalarından Durak Bingöl ağabeyimle diyalog halinde kalarak, TV 52’nin profesyonel kameramanı olan Muzaffer Kuvan kardeşim, programın ana rengi ve belkemiği olan müzik öğretmeni arkadaşım /hemşerim Tayfun Tekneci, kaptanımız olan yeğenim Yusuf Palavar ile çekim tarihini, güzergâhı belirledik ve haziran ayında Ordu’dan yola çıktık.

İlk olarak Çakrak köyü Çıkrıkkapı’daki Çin Seddi’nden sonra dünyanın en uzun ikinci duvarı olan “Hacı Abdullah Duvarı’nın ve tarihi kilise ile tarihi kemer köprünün çekimlerini yapıp Kurtbeli üzerinden Elmacık köyünün yolunu tuttuk.

Köy muhtarı Mustafa Polat ile Alucra civarının meşhur “oğlak kebabı” nın yapım aşamaları çekimleriyle, Elmacık köyü hanımlarının yaptığı yöresel ekmek, kete ve katmer pişirme çekimlerini yapıp aynı gün Boyluca (Zun) köyünde medfun olan Seyyit Mahmut Çağırgan Hz.’nin tanıtımını yaparak Alucra’ya döndük ve Kaymakam Bey’in misafiri olarak Alucra Öğretmenevinde konakladık ekip arkadaşlarımla birlikte. Ertesi gün büyük bir heyecanla, daha önce plânladığmız şekilde Kamışlı’daki tarihi kiliseyi, Subaşı köyündeki nadir kalan su değirmenini, Fevzi Çakmak (Zıhar) köyündeki Tepesidelik Mağarası’nın çekimlerini yaparak Alucra’ya döndük.

Oradan da Aktepe köyündeki kaplıcanın ve su altı mağarasının çekimlerini yapıp köy muhtarının ekibimiz ve sayın kaymakamımızın onuruna verdiği o muhteşem yemeği de unutmak mümkün değildi.

O yemeği hazırlayan, ekibimizi ve Alucra’mızın ileri gelenlerini en güzel şekilde ağırlayan Aktepe muhtarına ve saygıdeğer eşi hanımefendiye çok teşekkür ederim.

Aynı gün akşam saatlerinde Alucra Topçam tepesinde o harika Alucra manzarası eşliğindeki horon faslının çekimlerini yaparak finali yapmış olduk.

Akşamleyin ekibimize verdiği yemek, Tayfun Hoca’nın o mükemmel türkü faslını unutmak mümkün mü?

Ankara’da, İstanbul’da, Giresun’da, Ordu’da, hâsılı yurt içi ve yurt dışında yaşayan binlerce hemşerimizin memleket özlemini bir nebze de olsa gidermek, doğduğu topraklara bir vefa borcu olarak amatör bir ruhla hazırladığı “Alucra Belgeseli” ile Alucra’nın ve köylerinin sosyo-kültürel özelliklerini tüm samimiyeti ile yansıtmaya çalışmıştır.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz. Anladım