derebucak

Küpe Dağı, Batı Toroslar olarak adlandırılan sıradaÄŸlara bir küpe gibi asılıdır Derebucak-BeyÅŸehir-SeydiÅŸehir arasında. Bilirsiniz, Sovyet Rusya döneminde Amerika’yla olan derin iliÅŸkileri dengelemek zorunda olduÄŸumuzu düşünen Süleyman…

Benim çocukluÄŸumda herkes köyde doÄŸar, köyde yaÅŸar, köyde ölürdü. Gidilse de, mutlaka dönülüp gelinen bir Ä°zmir vardı, bir de pambık çapası. Çocuk aklımla pambık’ı bilirdim, pambık çapasını da bilirdim ama pambık’la pambık çapasının…

Göçmen, mülteci, sığınmacı, kaçak işçi, vize süresini doldurmuÅŸ turist, sınırlardan yasal olmayan yollardan giren kaçak, davetiyeli yabancı çalışan ve eski nüfus cüzdanı veya yeni kimlik kartıyla vatandaÅŸ olarak bu ülkede her gün en az bir…

ÇaÄŸlabelenini bilirdim ama çaÄŸla neyin bilmezdim. Alagarda arkadaÅŸlarla çiçek toplamaya gittiÄŸim Beyikbelende yediÄŸim çiÄŸdem topuklarını saymazsak, yeni yılda ilk yediÄŸim meyve badem olurdu. Zaten kıştan çıkarken biraz güneÅŸ görür görmez…

Oniki Eylül’den yedi gün sonra, ondokuz Eylül Cuma günü fakültenin kaydı için de Ä°stanbul’a beraber geldik aÄŸamla. Aynı gün de geri döndük. Ama o bir güne hem okul kaydını, hem Taksim’e çıkıp bana köşeli siyah renkli bir çanta almayı, hem…

Ä°lkokuldan sonra üniversiteyi bitirinceye kadar, öğrenci yurdunda kaldığım ikibuçuk yılın haricinde hep öğrenci evlerinde yaÅŸadım ben. EÄŸitsel, kültürel ve sosyal birikimlerinin edinildiÄŸi, kiÅŸilik özelliklerinin kazanıldığı, çevre…

Åžimdilerde üstüne beton atılarak yoldan yüksekçe bir alan haline getirildikten sonra, bir de üstüne ne idüğü belirsiz, yanından geçeni deÄŸil, dibinde oturanı bile, bırakın verdiÄŸi düşünsel esintilerle sarıp sarmalamayı, kendini bile…

Delikanlılık yıllarımda biraz daha cesur olsam da, yeniyetmeliÄŸimde dereboÄŸazından köye girerken bir tırsmışlık çökerdi üstüme. Soyukmiyarı geçip köyiçine girince, ilerde dükkanının güney duvarındaki uzamış göceklerin yere yakın olanlarının…

Mini mini birlerdik, gırınbaşındaki üç sınıflı yeni okulun önünde, siyah önlüklerimiz ve beyaz yakalarımızla sıraya girdiÄŸimiz bindokuzyüzaltmışyedi güzünde. Ä°lk günümüzde muhtemelen sıraya girmesini bilmezmiÅŸizdir ama sıralı olduÄŸumuzu iyi…

Benim babam biraz muhtardı, biraz havızelin abdullahtı, ama çokça abdullah çavuÅŸtu. ÇavuÅŸluÄŸu askerden kalmaydı babamın. Uzun boyu ve ilkokul üçü bitirmiÅŸliÄŸi onu acemi birliÄŸinden çavuÅŸ olarak gönderilmesini saÄŸlamıştı, usta birliÄŸine.…